Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HÜCESTE : Turkish Risale

f. Uğurlu, mübârek, mes'ud

HÜCEYRAT : Turkish Risale

Hüceyreler. Hücrecikler. Küçük odacıklar

HÜCEYRE : Turkish Risale

Hücrecik. Canlı varlıkların veya nebâtatın vücudunu teşkil eden küçük küçük odacık halinde ve içi vücuda lüzumlu madde ile dolu hücrecik. En küçük canlı parça. * Küçük delik ve oyuk

HÜCNET : Turkish Risale

Kusur, noksan, ayıp. * Bayağılık, karışıklık, soysuzluk. * Sözdeki ayıp

HÜCR : Turkish Risale

(C.: Hevacir) Fuhş, hezeyan, kötü sözler

HÜCRAT : Turkish Risale

(Hücre. C.) Hücreler, gözler, odacıklar

HÜCRE : Turkish Risale

Oda. Odacık. * Hüceyre. En küçük canlı varlık. Canlı varlıkların en küçük yapısı

HÜCRE-İ SAÂDET : Turkish Risale

Saâdetli oda. Fahr-i Kâinat Hazret-i Peygamber'in (A.S.M.) odası

HÜCREVÎ : Turkish Risale

Hücre gibi, hücre ile alâkalı, hücreye dâir

HÜCU : Turkish Risale

Zemmetmek, çekiştirmek, kötülemek

HÜCU' : Turkish Risale

Az uyku. Gece uykusu

HÜCUD : Turkish Risale

Uykusuz kalma. Geceleyin az uyuma

HÜCUL : Turkish Risale

(Hecl. C.) Uçurumlar, çukurlar, derinlikler, yaralar

HÜCUM : Turkish Risale

Saldırma. Hamle ile ileri atılmak. * Sert sözle birine çatmak, karşı çıkmak

HÜCUMÂT-I SİTTE : Turkish Risale

Altı Hücum. Altı maddelik bir müdafaa (olan bir eser ismi)

HÜCÜB : Turkish Risale

(Hicâb. C.) Perdeler, hicablar

HÜCÜRAT : Turkish Risale

(Hücre. C.) Hücreler, odacıklar, gözler

HÜD' : Turkish Risale

Sâkin olmak

HÜDA : Turkish Risale

Doğru yol göstermek. * Doğruluk. Hidâyet. * Kur'ân-ı Kerimin bir ismi

HÜDAFET : Turkish Risale

Semizlik, besililik, etlilik

HÜDAM : Turkish Risale

Deniz tutması

HÜDAT : Turkish Risale

(Hâdi. C.) Hidâyet edenler

HÜDB : Turkish Risale

(C.: Ehdâb) Kirpik. * Mendil. * Testere çevresinde olan saçak

HÜDBE : Turkish Risale

(C.: Hüdeb) Hamle yapmak

HÜDBÜD : Turkish Risale

Sütün koyu ve yoğurt olması