Multilingual Turkish Dictionary Turkish

HÖYÜK : Turkish Risale

Kazıldığında içinden eski eserler çıkan alçakça toprak tepe

HÜBAŞE : Turkish Risale

(C.: Hübâşât) Kesbetmek, kazanmak, çalışmak

HÜBEL : Turkish Risale

Cahiliyet devrinde Kureyşlilerin en büyük putu

HÜBU' : Turkish Risale

(C.: Hebât) Doğum vaktinin sonunda doğmuş deve yavrusu. * Devenin boynunu uzatarak yürümesi

HÜBUB : Turkish Risale

Esme. Üfürme. Rüzgârın hafif hafif esmesi

HÜBUB-İ RİYÂH : Turkish Risale

Rüzgârların esmesi

HÜBUT : Turkish Risale

Aşağı inme. İnmek. (Suudun zıddı) * Uyuşma, anlaşma

HÜBUT-U ÂDEM : Turkish Risale

Hz. Âdem'in (A.S.) Cennet'ten dünyaya inmesi

HÜCCET : Turkish Risale

Senet. Vesika. Delil. Bir iddiânın doğruluğunu isbat için gösterilen resmi vesika. * Şâhid

HÜCCET-ÜL İSLÂM : Turkish Risale

İslâmın delili, hücceti. (Bak: İmâm-ı Gazâli)

HÜCCET-İ DÂFİA : Turkish Risale

Bir şeyi isbata değil, ancak taleb ve iddiayı defetmeğe yarıyan hüccet

HÜCCET-İ KASIRA : Turkish Risale

Şahsa mahsus olup başkasına taâlluk etmeyen hüccet

HÜCCET-İ KATIA : Turkish Risale

f. Kat'i delil. Bir şeyin doğruluğunu şeksiz, şüphesiz isbata vesile olan

HÜCCET-İ MÜSBİTE : Turkish Risale

Bir şeyin isbatında delil olan hüccet

HÜCCET-İ MÜTEADDİYE : Turkish Risale

Taraflara münhasır olmayıp başkalarını da alâkalandıran delil

HÜCCET-İ ZAHRİYE : Turkish Risale

Kenarında sebebi yazılı bulunan hükmün tasdikli suretini ihtiva eden hüccet

HÜCCİYET : Turkish Risale

İhticaca salih olma. Delil sayılabilme, sağlam delil kabul edilir olma

HÜCEC : Turkish Risale

(Hüccet. C.) Deliller, senedler, vesikalar

HÜCEC-İ HATTİYE : Turkish Risale

Huk: Yazılı deliller. Bunlar tezvir ve tasni şüphesinden sâlim olduğundan onunla amel edilebilir, yani hükme medar olur, başka vech ile sübuta ihtiyaç kalmaz. (Beraetler, mahkeme kararları, tescil edilen vakriye gibi.)

HÜCERAT : Turkish Risale

(Hücürat-Hücrât) Hücreler. Hüceyreler. Gözler, odacıklar

Turkish

HÖRGÜÇ : Turkish Risale