English Turkish
HIS FRIEND : English Turkish
onun arkadaşı, onun dostu
HIS FULL HEIGHT : English Turkish
onun tam boyu, onun gerçek boyu
HIS FULL WEIGHT : English Turkish
onun tam ağırlığı, onun gerçek ağırlığı
HIS GRACE : English Turkish
ekselansları (bir dük veya başpiskopos için kullanılan nezaket unvanı)
HIS GRACIOUS MAJESTY : English Turkish
Saygıdeğer majesteleri, bir kral ile ilgili olarak kullanılan hitap
HIS GRANDFATHER : English Turkish
onun dedesi, onun büyükbabası, onun ebeveynlerinden birinin babası
HIS GRANDMOTHER : English Turkish
onun ninesi, onun büyükannesi, onun ebeveynlerinden birinin annesi
HIS HAIR STOOD ON END : English Turkish
onun tüyleri diken diken oldu, onun tüyleri ürperdi, onun tüyleri dikeldi (korku veya sürprizden kaynaklı olarak)
HIS HANDS ARE TIED : English Turkish
onun elleri bağlı, onun eli kolu bağlı, o hiçbir şekilde yardım edemez
HIS HEAD WAS SPINNING : English Turkish
onun başı dönüyordu, o sarhoştu, o çok kötü bir baş ağrısı çekiyordu
HIS HEART ACHED : English Turkish
onun kalbi ağrıdı, onun yüreği ağrıdı, onun yüreği sızladı, o büyük acı ve üzüntü yaşadı
HIS HEART BLEEDS : English Turkish
onun kalbi kanıyor, onun yüreği yanıyor, o büyük acı ve üzüntü yaşıyor
HIS HEART IS IN THE RIGHT PLACE : English Turkish
o iyi niyetli, onun içi dışı bir, onun yüreği temiz, o doğru şeyi yapmaya niyetli
HIS HEART MISSED A BEAT : English Turkish
o bir an irkildi, bir an korktu
HIS HEART OF HEARTS : English Turkish
onun kalbinin derinliklerinde, onun tüm içtenliğiyle, tüm kalbiyle
HIS HEART SANK : English Turkish
o umudunu yitirdi, o ümitlerini yitirdi; o korktu, o cesaretini kaybetti
HIS HEART WAS FILLED WITH JOY : English Turkish
onun kalbi neşeyle doldu, o çok heyecanlandı, o çok mutlu oldu, o çok sevindi
HIS HEART WAS TORN : English Turkish
onun yüreği bölündü, ona çok anlam ifade eden iki şey arasında seçim yapmak zorunda kaldı, çok sevdiği iki şey arasında seçim yapmak zorunda kaldı
HIS HEART WENT OUT TO : English Turkish
-sı için kalbi çarptı, için kalbi çarptı,
ya empati duydu, için çok üzüldü,
na çok üzüldü,
nın halinden anladı
HIS HEART WENT OUT TO HER : English Turkish
kalbi onun için çarptı, ona empati duydu, onun için çok üzüldü, ona çok üzüldü, onun halinden anladı
HIS HEART WENT OUT TO HIM : English Turkish
kalbi onun için çarptı, ona empati duydu, onun için çok üzüldü, ona çok üzüldü, onun halinden anladı
HIS HEARTSTRINGS : English Turkish
onun duyguları, onun hisleri
HIS HELPMATE : English Turkish
onun can yoldaşı, onun karısı, onun eşi
HIS HIGHNESS : English Turkish
Ekselânsları, kral ile ilgili olarak kullanılan hitap
HIS HOLINESS : English Turkish
papa hazretleri, papalık ünvanı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani