Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN CONCLUSION : English Turkish

özet olarak, özetle, kısaca

IN CONCORDANCE WITH : English Turkish

ile uyum içinde,
ya uygun bir şekilde,
ya uyan bir şekilde

IN CONCUR WITH : English Turkish

adj. elbirliğiyle, birlikte

IN CONFIDENCE : English Turkish

gizlice, gizli bir halde, sır şeklinde, saklı bir şekilde

IN CONFLICT : English Turkish

çatışma halinde, katılmayarak, birbirini onaylamayan bir şekilde

IN CONFORMITY WITH : English Turkish

ile uyum içinde,
ya uygun bir şekilde,
ya uyan bir şekilde, standartlar tarafından kabul edilen bir halde

IN CONFUSION : English Turkish

karışık bir halde, karmaşık bir şekilde, birbirine geçmiş halde, düzensiz bir şekilde

IN CONJUNCTION WITH : English Turkish

ile bağlantılı olarak,
a bağlı bir şekilde,
a ilişik bir şekilde,
a bitişik bir şekilde

IN CONNECTION WITH : English Turkish

ilgili olarak, bağlantılı olarak

IN CONSEQUENCE : English Turkish

sonuç olarak, netice olarak, bu yüzden,

IN CONSEQUENCE OF : English Turkish

sonucu olarak, nedeniyle

IN CONSIDERATION OF : English Turkish

-dan dolayı,
sı dolayısıyla,
yı dikkate alarak,
sı yüzünden;
sı karşılığında,
ya karşılık olarak

IN CONTENTION : English Turkish

üzerinde tartışmalı, kavgalı, iddialı, münakaşalı

IN CONTRADICTION : English Turkish

tersine, aksine, zıttına, muhalif olarak

IN CONTRADISTINCTION FOR : English Turkish

adv. aksine, farklı olarak

IN CONTRADISTINCTION TO : English Turkish

aksine, farklı olarak

IN CONTRAST WITH : English Turkish

-nın tersine,
nın aksine

IN CONTRAVENTION OF THE RULES : English Turkish

adv. kurallara aykırı olarak, kuralları çiğneyerek

IN COOPERATION : English Turkish

işbirliğiyle, birlikte, güçleri birleştirerek, gayreti birleştirerek

IN COURSE OF TIME : English Turkish

zamanla, zamanın akışı içinde

IN CRITICAL CONDITION : English Turkish

ciddi bir durumda, kritik bir durumda, hayati tehlike durumunda, yaşamı tehlike altında bırakan bir şekilde, ciddi bir tıbbi durumda

IN CUSTODY : English Turkish

içeride, hapiste, gözaltında, tutuklu olma, yasal memurlar tarafından tutulma

IN DANGER : English Turkish

tehlikede

IN DANGER OF : English Turkish

tehlikesi içinde, tehlikesiyle yüz yüze

IN DANGER OF EXTINCTION : English Turkish

soyu tükenme tehlikesi atında, nesli bitme tehlikesiyle karşı karşıya