Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN DISGUST : English Turkish

adv. tiksintiyle, nefretle

IN DISHABILLE : English Turkish

adv. ev kılığı ile, yarı giyinik biçimde, sabahlıkla

IN DISORDER : English Turkish

adj. karışmış

IN DISPUTE : English Turkish

tartışmalı, çekişmeli

IN DISREPAIR : English Turkish

n. onarıma muhtaç, bakım gerektiren

IN DISTRESS : English Turkish

zorda, darda, yardıma ihtiyaç halde, sorun içinde, problem içinde

IN DOUBLE HARNESS : English Turkish

iki koşumu olan, çift koşumlu; evli

IN DOUBLE TIME : English Turkish

adv. çabuk, hızla

IN DOUBLES : English Turkish

adv. ikişer ikişer, ikişerli

IN DOUBT : English Turkish

şüpheli, kuşkulu, kesin olmayan, kati olmayan

IN DREAD OF : English Turkish

-nın korkusunda,
ndan korkan,
nın evhamında

IN DRIBS AND DRABS : English Turkish

parçacıklar halinde, azar azar

IN DUE COURSE : English Turkish

sırası gelince, zamanı gelince

IN DUE FORM : English Turkish

doğru biçimde, usulüne uygun, usulü dairesinde, kanuni formaliteye uygun

IN DUE SEASON : English Turkish

zamanı gelince, sırası gelince, uygun bir zamanda, müsait bir zamanda

IN DUE TIME : English Turkish

doğru zamanda, tam zamanında, zamanı gelince, zamanı dolunca, dakik

IN DUPLICATE : English Turkish

çift, çifte, iki kopyalı, iki nüshalı

IN EAR : English Turkish

adj. başaklı

IN EARNEST : English Turkish

cidden, ciddi olarak, ciddiyetle

IN ECHELON : English Turkish

adv. kademeli

IN ECSTASY : English Turkish

adj. aşık, mest

IN EFFECT : English Turkish

gerçekte, yürürlükte olan

IN EITHER CASE : English Turkish

herhangi bir durumda, iki durumdan herhangi birinde, bir halde veya diğerinde

IN EMBRYO : English Turkish

tasarı şeklinde, başlangıç aşamasında

IN ENGLISH : English Turkish

İngilizce, İngilizce olarak