Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RUIN : English Turkish

n. batırma, harabe, yıkıntı, yıkım, iflas, batış, mahvoluş, yıkılış

RUIN : English Turkish

v. mahvetmek, bozmak, rezil etmek, yıkmak, harap etmek, berbat etmek, iflas ettirmek, batırmak, kızlığını bozmak, ırzına geçmek

RUINATION : English Turkish

n. yıkma, tahrip, son, yıkılış nedeni

RUINED : English Turkish

adj. mahvolmuş, berbat olmuş, batmış, bozulmuş, harap, yıkılmış, batık

RUINED CASTLE : English Turkish

harab olmuş kale, yıkım veya çökmeye bağlı olarak artık içerisinde yaşanamaz hale gelmiş kale

RUINED HIS HEALTH : English Turkish

kendi sağlığını harap etmiş, sağlığını mahvetmiş

RUINED HIS REPUTATION : English Turkish

ününü mahvetmiş, kendi şöhretine zarar vermeye sebep olmuş, kendine kötü bir şöhret edinmiş

RUINED PLACE : English Turkish

harap olmuş yer, yıkılmış yer, virane, yıkılmış ve mahvolmuş mekan

RUINER : English Turkish

n. berbat eden kimse, yıkan kimse, tahrip eden kimse, enkaz haline getiren kimse

RUINING : English Turkish

n. bozma

RUINOUS : English Turkish

adj. yıkıcı, iflâsa götüren, harap, yıkık, perişan, yıkık dökük, viran

RUINOUSLY : English Turkish

adv. yıkıcı bir şekilde, harap edici bir şekilde, mahvolmasına sebep olacak tarzda

RUINOUSNESS : English Turkish

n. yıkıma uğratılmış olma durumu, harabeye dönmüş olma durumu; harabiyete sebep olma özelliği, yıkıma sebep olma vasfı

RUINS : English Turkish

n. kalıntı, çöküş, yıkıntılar, harabeler, kalıntılar, ören

RUKH : English Turkish

n. Arap mitolojisinin aşırı derecede iri ve canavara benzer kuşu

RULABLE : English Turkish

adj. yönetilebilir, idare edilebilir

RULE : English Turkish

n. kural, talimat, kanun, prensip, hüküm, mahkeme kararı, tüzük, yönetmelik, egemenlik, idare, metre, cetvel, standart, norm, gönye

RULE : English Turkish

v. yönetmek, hükmetmek, idare etmek, emretmek, sözü geçmek, saltanat sürmek, hüküm vermek, karara varmak, çizmek, çizgi çekmek, cetvelle çizmek, düzeyinde olmak, geçerli olmak

RULE OF LAW : English Turkish

hukukun üstünlüğü

RULE OF THE ROAD : English Turkish

trafiğin akış düzeni

RULE OF THREE : English Turkish

üç değişken kuralı, verilen üç terime bağlı olarak bir değişkenin sayısal değerinin hesaplanması metodu

RULE OF THUMB : English Turkish

el kararı, el yordamı, pratik yöntem

RULE OUT : English Turkish

v. silmek, çıkarmak, almamak, diskalifiye etmek, kabul etmemek, reddetmek

RULE OUT THE POSSIBILITY : English Turkish

olasılık olmaktan çıkarmak, imkansızlaştırmak

RULE OVER : English Turkish

v. hükmetmek, hakim olmak