English Turkish
RULE SET : English Turkish
düzenleme sistemi, kodeks, kurallar ve kanunlar derlemesi
RULE SMB. OUT OF ORDER : English Turkish
v. konuşmasını kesmek, konuşturmamak, sözünü kesip konuşturmamak
RULE SMTH. OUT : English Turkish
v. karalamak, silmek, üzerini çizmek
RULE SMTH. OUT OF ORDER : English Turkish
v. kabul etmemek
RULE THE ROAST : English Turkish
sözü geçmek, dediğini yaptırmak
RULE THE ROOST : English Turkish
sözünü geçirmek
RULE WITH A ROD OF IRON : English Turkish
demir sopa ile yönetmek, demir yumrukla hüküm sürmek, güç kullanarak hükmetmek, güçle idare edilmek
RULE WITH JUSTICE : English Turkish
adaletle hükmetmek, adil ve tarafsız dürüst bir tarzda yönetmek
RULED : English Turkish
adj. çizgili
RULED PAPER : English Turkish
çizgili kâğıt
RULED WITH AN IRON HAND : English Turkish
demir sopa ile hükmedilmiş, demir yumrukla yönetilmiş, zorla dikte edilmiş, , zorbalıkla hükmedilmiş
RULELESS : English Turkish
adj. idare edilmez, idareden yoksun, yönetilemeyen, bir hükümet veya yönetimden yoksun, eğemenliksiz
RULER : English Turkish
n. cetvel, çizgi makinesi, hakim, hükümdar, yönetici, idareci
RULERSHIP : English Turkish
n. hükümdarlık
RULES : English Turkish
n. tüzük, kurallar
RULES OF CONDUCT : English Turkish
davranış kuralları, davranış şekli
RULES OF ENGAGEMENT : English Turkish
ROE, angaman kuralları, ABD'nin hangi şartlarda bir savaşa katılacağı veya angaje olacağını detaylandıran askeri otoritelerce yaratılan rehber (Askeri)
RULES OF ETHICS : English Turkish
ahlaki kurallar, etik kuralları, ahlaki davranış yolu; hükümet üyelerinin diğer özel/kişisel işleri yapmalarını yasaklayan emirler
RULES OF EVIDENCE : English Turkish
delil kuralları, bir mahkemede delillerin kullanılma metodlarını düzenleyen yasalar
RULES OF THE ROAD : English Turkish
yol kuralları, trafik kuralları, motorlu seyahat için düzenlemeler
RULING : English Turkish
n. yargı, hüküm, mahkeme kararı, çizgi (cetvelle), cetvelle çizme, yönetim, idare
RULING : English Turkish
adj. egemen, yöneten, hakim olan, başlıca, belli başlı, geçerli, cari
RULING CLIQUE : English Turkish
yönetici takımı, yönetici sınıfı, hükmeden veya yöneten sınıf, gücü elinde tutan gurup
RULING JUNTA : English Turkish
cunta rejimi, junta yönetimi, cunta hakimiyeti, bir devrimden sonra ülkeyi kontrol eden askeri hizip (Güney Amerika ülkelerinde olduğu gibi)
RULING PARTY : English Turkish
hükümet partisi, yönetici parti, iş başında olan siyasi grup, gücü elinde bulunduran politik grup, halihazırda bir hükümette yer alan ve yöneten büyük parti
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani