English Turkish
SECANT : English Turkish
adj. kesen, daireyi iki noktadan kesen
SECANT : English Turkish
n. kesen, sekant
SECATEURS : English Turkish
n. bahçe makası, budama makası
SECCOTINE : English Turkish
n. güçlü bir yapıştırıcı, tutkal
SECEDE : English Turkish
v. ayrılmak, çıkmak, çekilmek
SECEDER : English Turkish
n. ayrılan kimse, dininden dönen kimse
SECERN : English Turkish
v. açıkça ayırımcılık yapmak, ayırt etmek, fark gözetmek, ayrımcılık yapmak, farklı muamele etmek
SECERNENT : English Turkish
adj. farklı muamele yapma ayrımcılık yapma eylemi, farklı olarak ayırım yapma eylemi
SECESSION : English Turkish
n. ayrılma, uzaklaşma, bölünme
SECESSIONIST : English Turkish
n. ayrılıkçı, ayrılma yanlısı
SECLUDE : English Turkish
v. görüştürmemek, kimseyle görüştürmemek, eve kapamak, ayırmak
SECLUDE ONESELF : English Turkish
kimseyle görüşmemek, görüşmemek, inzivaya çekilmek
SECLUDED : English Turkish
adj. kapalı, mahrem, gizli, gözlerden uzak, inzivaya çekilmiş, kimseyle görüşmeyen, münzevi
SECLUDEDLY : English Turkish
adv. yanlız, tek başına, teker teker, izole edilmiş bir şekilde, yapayalnız bir biçimde
SECLUDEDNESS : English Turkish
n. izolasyon, diğer insanlardan ayrılmış olma durumu; inziva, toplumdan uzak yaşama, gözden saklanmış olma durumu
SECLUSION : English Turkish
n. inziva, toplumdan uzak yaşama, gözlerden uzak yer
SECLUSIVE : English Turkish
adj. toplumdan uzaklaşıp tek başına yaşamaya başlamış, inzivaya çekilmiş; inziva sağlayan, izolasyon sağlayan
SECOBARBITAL : English Turkish
n. sekobarbital, quinalbarbitone, sakinleştirici ve hipnotize edici ilaç olarak kullanılan kimyasal madde
SECOM CO., LTD. : English Turkish
n. çeşitli güvenlik hizmetleri ve ürünleri sağlayan Japon şirketi (güvenlik görevlileri, para nakliyesi, güvenlik sensörleri ve diğer ekipmanlar)
SECOM TECHNO SERVICE CO., LTD. : English Turkish
n. Secom tekno servis şirketi, güvenlik sistemleri inşaat ve tesis çalışmalarının montajını üzerine çalışan Japon şirketi
SECONAL : English Turkish
n. sekobarbitalin marka ismi, sakinleştirici ve hipnotize edici ilaç markası
SECOND : English Turkish
n. ikinci, saniye, an, nota aralığı, ikinci olan kimse, yardımcı, destek, düello şahidi, boksör yardımcısı
SECOND : English Turkish
v. yardım etmek, desteklemek, destek vermek, göreve getirmek [brit. ask.]
SECOND : English Turkish
adj. ikinci, ikinci dereceli, öbür
SECOND A MOTION : English Turkish
ir öneriyi desteklemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani