Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SECOND YELLOW CARD : English Turkish

ikinci sarı kart, bir futbolcuya verilen ve onun oyundan atılması ile sonuçlanan ikinci uyarı

SECOND-BEST : English Turkish

adj. ikinci en iyi, sıralamada ikinci; bozuk, kuralsız, en iyi kalitede olmayan

SECOND-CLASS : English Turkish

adj. ikinci sınıf, ikinci sınıfa ait; aşağı kalitede olan; ikinci küme

SECOND-CLASS CITIZEN : English Turkish

n. ikinci sınıf vatandaş, diğer vatandaşlar kadar çok ayrıcalığa sahip olmayan vatandaş

SECOND-DEGREE BURN : English Turkish

ikinci derece yanık

SECOND-GUESS : English Turkish

ir faaliyeti takiben eleştirmek; bir olaylar veya sonuçlar dizesini veya bir insanın ne yapacağını tahmin etmek

SECOND-HAND CLOTHES : English Turkish

ikinci el kıyafetler, kullanılmış elbiseler, geçmişte bir başkasına ait olan elbiseler

SECOND-HAND SMOKE : English Turkish

ikinci el duman, bir insanın sigarasından (veya piposundan veya purosundan) çıkan ve yanındaki bir başka insan tarafından ciğerlerine çekilen duman

SECOND-RATE : English Turkish

adj. ikinci sınıf, hasar görmüş, kalitesiz, ikinci kalite

SECOND-RATE CITIZEN : English Turkish

n. ikinci sınıf vatandaş, diğer vatandaşlar kadar çok ayrıcalığa sahip olmayan vatandaş

SECONDARILY : English Turkish

adv. in the manner of being additional or supplementary; in the manner of being less important, subordinately

SECONDARY : English Turkish

n. ikincil şey, ikinci dereceli şey, sekonder devre, uydu

SECONDARY : English Turkish

adj. ikinci, orta, orta dereceli, ikinci derecede, ikincil, ikinci dereceli, önemsiz, ara (renk), tâli

SECONDARY AGING : English Turkish

n. orta dereceli yaşlanma, ikincil yaşlanma, hastalıktan dolayı yaşlanma, yaşam tarzına ve diğer değişikliklere bağlı olarak yetişkinlikteki değişimler

SECONDARY BENEFICIARY : English Turkish

ikinci hak sahibi, bir sigorta veya teminat fonundan birinci hak sahibinin almamasından dolayı ödemeyi veya parayı almaya hak sahibi ikinci kimse

SECONDARY CACHE : English Turkish

hafızadaki bilgiye hızlı erişimi sağlayan ana kart üzerine yerleştirilmiş gizli bellek

SECONDARY COLOR : English Turkish

ara renk, karışım rengi

SECONDARY EDUCATION : English Turkish

orta öğretim

SECRETOR : English Turkish

n. bir salgı yayan şey, bir salgı üreten şey, salgılama organı

SECRETORY : English Turkish

n. salgı bezesi

SECRETORY : English Turkish

adj. salgı, salgılayıcı

SECRETS : English Turkish

n. esrar

SECRETS OF NATURE : English Turkish

doğanın sırları, tabiatın harikaları, doğanın bir kimsenin anlayamayacağı olayları

SECT : English Turkish

n. mezhep, hizip, tarikat, cemaat

SECTARIAN : English Turkish

n. tarikatçı, bağnaz kimse, tutucu kimse