Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEED-BED : English Turkish

içerisinden genç bitkilerin büyüdüğü yer, bitki fidanlığı

SEED-CORN : English Turkish

n. tohum olarak kullanılmak üzere saklanan iyi kalite tahıl; tahıl çekirdekleri; gelecekte iyi kazanç sağlaması beklenen iyi yatırım (İngiliz İngilizcesi kullanımı); ayak tabanında büyüyen siğil (Tıp)

SEEDBED : English Turkish

n. fidelik, ocak, ocak (ülkü vb.), yuva (ilim vb.)

SEEDCAKE : English Turkish

n. susamlı çörek

SEEDCASE : English Turkish

n. kabuk veya meyve içeren tohumlar, tohumların kılıfı

SEEDCORN : English Turkish

n. tohum olarak kullanılmak üzere saklanan iyi kalite tahıl; tahıl çekirdekleri; gelecekte iyi kazanç sağlaması beklenen iyi yatırım (İngiliz İngilizcesi kullanımı); ayak tabanında büyüyen siğil (Tıp)

SEEDER : English Turkish

n. tohum ekme aleti, mibzer, çekirdek çıkarma aleti

SEEDILY : English Turkish

adv. pejmürde bir şekilde, pasaklı ve hırpani bir tarzda, darmadağınık bir şekilde

SEEDINESS : English Turkish

n. kılıksızlık, hırpanilik, rahatsızlık, keyifsizlik

SEEDING : English Turkish

n. tohum ekme eylemi, tohum dikme eylemi

SEEDING : English Turkish

adj. tohum üreten, tohumlar veren

SEEDING MACHINE : English Turkish

tohum saçma makinası, tohumları saçan makine

SEEDLESS : English Turkish

adj. çekirdeksiz, tohumsuz

SEEDLESS GRAPES : English Turkish

çekirdeksiz üzüm

SEEDLESS RAISIN : English Turkish

n. çekirdeksiz kuru üzüm

SEEDLESS WATERMELON : English Turkish

çekirdeksiz karpuz

SEEDLIKE : English Turkish

adj. tohuma benzer, tohum gibi

SEEDLING : English Turkish

n. fide

SEEDS : English Turkish

n. köken, neden, kaynak

SEEDSMAN : English Turkish

n. tohumcu

SEEDTIME : English Turkish

n. ekim sezonu, ekim mevsimi; büyüme periyodu, yeni gelişim dönemi

SEEDY : English Turkish

adj. kılıksız, hırpani, perişan, keyifsiz, rahatsız, hasta gibi, tohumlu, çekirdekli

SEEIN' : English Turkish

v. seyretme, gözetleme; yüz yüze gelme; kendi gözleri ile izleme

SEEING : English Turkish

prep. dolayı, için, yüzünden

SEEING : English Turkish

conj. madem, mademki