Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPLIT PERSONALITY : English Turkish

çift kişiliklilik, ikiz kişilikli olma

SPLIT PIN : English Turkish

çatal pim, yarıklı pim, kopilya

SPLIT SCREEN : English Turkish

ayrı ekran, ayrık ekran, bölünmüş ekran, ekranın birçok pencereye bölündüğü ve her pencerede farklı bir belgenin açık olduğu çalışma yöntemi

SPLIT SECOND : English Turkish

an, lahza

SPLIT SECOND WATCH : English Turkish

n. kronometre

SPLIT STRAWS : English Turkish

gereksiz ayrıntılar üzerinde tartışmak

SPLIT THE DIFFERENCE : English Turkish

kalanı bölüşmek, geriye kalanı paylaşmak, artanı kırışmak

SPLIT TICKET : English Turkish

çok partili oy pusulası, birleşik oy pusulası

SPLIT UP : English Turkish

taksim etmek, paylaştırmak, bölünmek, ayrılmak, paylaşılmak

SPLIT-TIME : English Turkish

(saatin ileri alındığı yaz zamanı) yarım saat ileri

SPLIT-UNIT AIR CONDITIONER : English Turkish

ayrık alanlı klima, kompresör ve soğutma birimi için ayrı bir alanı olan klima

SPLITS : English Turkish

n. bacaklarını dümdüz açarak eğilme hareketi

SPLITTABLE : English Turkish

adj. bölünebilir, yarılabilir, parçalara bölünebilir, ayrılabilir

SPLITTER : English Turkish

n. ayırıcı, bir açıklığı pek çok sayıda arttıran elektronik parça (tek çıkıştan pek çok soket sağlayan bir elektrik uzatma kablosu gibi)

SPLITTING : English Turkish

adj. keskin, şiddetli, aşırı, acı, delice, gülmekten öldüren, kahkahalara boğan, çok komik

SPLITTING : English Turkish

n. yarılma, bölünme, yarma, bölme, farkı paylaştırma, ortalama rakamda anlaşma

SPLITTING HEADACHE : English Turkish

çok aşırı baş ağrısı, çok ağır baş ağrısı, çok kuvvetli baş ağrısı, şiddetli baş ağrısı

SPLITTISM : English Turkish

n. hizipçilik, ayrılık, resmî Komünist Parti politikasına karşı yürütülen hizipçi çıkarlar kovalama

SPLODGE : English Turkish

n. leke, benek

SPLODGE : English Turkish

v. lekelemek, bulaştırmak

SPLOTCH : English Turkish

n. leke, benek

SPLOTCH : English Turkish

v. lekelemek, bulaştırmak

SPLOTCHY : English Turkish

adj. lekeli, benekli

SPLURGE : English Turkish

n. gösteriş, hava, savurganlık

SPLURGE : English Turkish

v. gösteriş yapmak, hava atmak, savurganlık yapmak, para saçmak