Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STRENUOUSLY : English Turkish

adv. gayretle, şiddetle, yorucu bir biçimde

STRENUOUSNESS : English Turkish

n. gayret, faaliyet, çaba, çalışkanlık, yoruculuk

STREPTOCOCCUS : English Turkish

n. streptokok

STREPTOMYCIN : English Turkish

n. streptomisin

STREPTOMYCINE : English Turkish

n. streptomisin

STREPTOPELIA : English Turkish

n. kumru türü kuşlardan oluşan kuş cinsi (Biyoloji)

STRESS : English Turkish

n. stres, gerginlik, gerilme, vurgu, vurgulama, tonlama, önem, basınç, baskı

STRESS : English Turkish

v. sıkıştırmak, baskı yapmak, vurgulamak, tonlamak, önemle belirtmek

STRESS DISEASE : English Turkish

n. stres hastalığı

STRESSFUL : English Turkish

adj. stresli, gergin

STRETCH : English Turkish

n. gerinme, gerginlik, esneme, genişleme, esneklik, uzatma, geniş yer, aralıksız süre, süre, hapis süresi

STRETCH : English Turkish

v. germek, esnetmek, uzatmak, sermek, yaymak, çekmek (çorap vb.), zorlamak, abartmak, gerinmek, uzamak, yayılmak, yetmek, yeterli gelmek, arayı açmak

STRETCH ONE'S LEGS : English Turkish

acaklarını açmak, bacakları uyuştuğu için gezinmek

STRETCH ONESELF OUT : English Turkish

v. gerinmek

STRETCH OUT : English Turkish

germek, esnetmek, uzatmak, arayı açmak

STRETCH TIGHT : English Turkish

v. kasmak

STRETCHABLE : English Turkish

adj. gerilebilir

STRETCHED : English Turkish

adj. gergin

STRETCHER : English Turkish

n. sedye, ayakkabı kalıbı, gergi, kasnak, tuval, oturak (kayık), teskere (inşaat)

STRETCHER BEARER : English Turkish

sedye taşıyan hastabakıcı

STRETCHING : English Turkish

n. gerilme, germe

STREW : English Turkish

v. yaymak, serpmek, saçmak, dağıtmak, serpiştirmek

STREWING : English Turkish

n. serpme

STRIA : English Turkish

n. ince çizgi, çizgi, yiv

STRIATE : English Turkish

v. çizgiler oluşturmak, çizgi çizgi yapmak, yivler yapmak