Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STRIKE A SNAG : English Turkish

engelle karşılaşmak, pürüzle karşılaşmak

STRIKE AGAINST : English Turkish

çarpmak

STRIKE AN ATTITUDE : English Turkish

tavır takınmak, poz yapmak

STRIKE AN AVERAGE : English Turkish

ortalamasını bulmak

STRIKE BACK : English Turkish

karşılık vermek, geri vurmak

STRIKE BALLOT : English Turkish

n. grev oylaması

STRIKE BREAKER : English Turkish

grev kırıcı

STRIKE CALL : English Turkish

n. grev çağrısı

STRIKE DOWN : English Turkish

devirmek, aciz bırakmak

STRIKE IN : English Turkish

aşlamak, girmek, saplamak (iğne), lafa karışmak, karışmak

STRIKE INWARDS : English Turkish

v. saplamak (iğne)

STRIKE OFF : English Turkish

vurup kesmek, vurup koparmak, silmek, üzerini çizmek, çıkarmak, basmak (kitap vb.)

STRIKE OIL : English Turkish

petrol bulmak

STRIKE OUT : English Turkish

üzerini çizmek, silmek, bulmak, buluş yapmak, icat etmek, takibetmek, gitmek, yüzmek, kulaç atmak, yola koyulmak

STRIKE PAY : English Turkish

grevde sendikanın işçilere ödediği para

STRIKE PAY DIRT : English Turkish

kâra geçmek [amer.], başarı kazanmak [amer.]

STRIKE PRONE : English Turkish

adj. grev eğilimli (endüstri)

STRIKE THE RIGHT CHORD : English Turkish

can alıcı noktaya dokunmak, hassas yönünü bulmak

STRIKE THROUGH : English Turkish

çıkarmak, karalamak

STRIKE UP : English Turkish

çalmaya başlamak, söylemeye başlamak, kurmak (dostluk vb.), başlamak

STRIKE UP A SONG : English Turkish

şarkıya başlamak

STRIKE VOTE : English Turkish

n. grev oylaması

STRIKE WITH A TRUNCHEON : English Turkish

v. coplamak

STRIKE WORK : English Turkish

v. grev yapmak, işi bırakma eylemi yapmak

STRIKEBOUND : English Turkish

adj. grev yüzünden sekteye uğramış, grev yüzünden felç olmuş