English Turkish
STRIATE : English Turkish
adj. çizgili, yivli
STRIATED : English Turkish
adj. çizgili, yivli
STRIATION : English Turkish
n. çizgi çizgi olma, şeritli oluş, yivli oluş, çizik çizik oluş
STRICKEN : English Turkish
adj. tutulmuş, yakalanmış, muzdârip, yaralı, üzgün, uğramış, felakete uğramış, eli ayağı tutmayan
STRICKEN AREA : English Turkish
n. felaket bölgesi
STRICKEN IN YEARS : English Turkish
yaşlanmış, yaşlı
STRICKLE : English Turkish
n. ölçek sileceği, orak bileme aleti
STRICKLE : English Turkish
v. ölçeği doldurup silmek
STRICT : English Turkish
adj. sert, katı, sıkı, müsamahasız, otoriter, hoşgörüsüz, tam, mutlâk, harfi harfine
STRICTLY : English Turkish
adv. katı bir biçimde, sert bir biçimde, doğrusu, açıkçası, tam olarak, tam anlamıyla, kesinlikle
STRICTLY SPEAKING : English Turkish
açık konuşmak gerekirse, açıkçası, doğrusu
STRICTNESS : English Turkish
n. sertlik, katılık, sıkı disiplin
STRICTURE : English Turkish
n. daralma, kanal daralması, idrar yolu tıkanması, eleştiri
STRICTURES : English Turkish
n. tenkit, kınama, eleştiri
STRIDE : English Turkish
n. uzun adım, uzun adımlarla yürüme, bir adımlık mesafe
STRIDE : English Turkish
v. ata biner gibi oturmak, yürüyerek geçmek, geçip gitmek, uzun adımlarla yürümek, atlayarak geçmek, aşmak
STRIDE OUT : English Turkish
v. uzun adımlarla yürümek, büyük adımlar atmak
STRIDENT : English Turkish
adj. tiz, ciyak ciyak, cırlak, gıcırdayan, rahatsız edici
STRIDES : English Turkish
n. gelişme
STRIFE : English Turkish
n. kavga, çekişme, bozuşma, anlaşmazlık, ihtilaf
STRIKE : English Turkish
n. grev, çalma, vurma, vuruş, vurgun, petrol bulma, maden bulma, beklenmedik başarı, hava saldırısı, nükleer saldırı
STRIKE : English Turkish
v. basmak (çalgı, para), hesap bakiyesini tespit etmek, vurmak, çarpmak, isabet etmek, indirmek, çakmak, işlemek, gözüne ilişmek, yeretmek, etki bırakmak, izlenim bırakmak, gibi gelmek, bulmak, çalmak (saat), gelip çatmak, kök salmak, yolunu tutmak, grev yapmak, çıkarmak, takınmak, sokmak (yılan)
STRIKE A BALANCE : English Turkish
ilanço çıkarmak, uzlaşmak, anlaşmaya varmak
STRIKE A BARGAIN : English Turkish
anlaşmak (pazarlık), pazarlıkta anlaşmak, fiyatta anlaşmak
STRIKE A MATCH : English Turkish
kibrit çakmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani