Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STRIKER : English Turkish

n. forvet, grevci, vurucu, ateşleyici, horoz (silah), atış yapan oyuncu, ileri alan oyuncusu, çalar saat çekici

STRIKING : English Turkish

adj. çarpıcı, dikkat çekici, şaşırtıcı, göz alıcı, vuran, çarpan, grevdeki, grev yapan

STRIKING CLOCK : English Turkish

n. çalar saat

STRING : English Turkish

n. kılçık (fasulye vb.), ip, kordon, sicim, bağ, bağcık, kiriş, tel, lif, yay (keman), dizi, damar (yaprak), koşul, şart

STRING : English Turkish

v. takmak (tel, ip), dizmek, germek, bağlamak, ipe dizmek, düzenlemek, sıralamak, kılçıklarını ayıklamak, sıra halinde gitmek, yutturmak, kandırmak, aldatmak

STRING ALONG : English Turkish

oyalamak, kandırmak, ayak uydurmak, birlikte gitmek, peşinden gitmek

STRING ALONG WITH : English Turkish

uymak, ayak uydurmak

STRING BAG : English Turkish

file

STRING BAND : English Turkish

yaylı sazlar orkestrası

STRING BEAN : English Turkish

çalı fasulyesi

STRING ORCHESTRA : English Turkish

yaylı sazlar orkestrası

STRING UP : English Turkish

ipe çekmek, asmak, sinirlendirmek, sinir etmek

STRINGCOURSE : English Turkish

n. kiriş

STRINGED : English Turkish

adj. telli, yaylı, ipe dizilmiş

STRINGED INSTRUMENTS : English Turkish

n. yaylı sazlar, telli çalgılar

STRINGED MUSIC : English Turkish

n. yaylı sazlarla çalınan müzik

STRINGENCY : English Turkish

n. sertlik, sıkılık, şiddet, sıkışıklık, sıkıntı, darlık

STRINGENT : English Turkish

adj. sıkı, dar, zorlayıcı, sert, zorlu, bağlayıcı, sıkıntıda olan

STRINGER : English Turkish

n. tel takan kimse (çalgı), kiriş (uzunlamasına), dayanma profilleri

STRINGINESS : English Turkish

n. iplikli olma, tel tel olma, lifli oluş, kılçıklı oluş

STRINGS : English Turkish

n. yaylı sazlar, telli çalgılar

STRINGY : English Turkish

adj. ip gibi, iplik iplik, lifli, tel tel, kılçıklı

STRIP : English Turkish

n. dilim, soyunma, striptiz, pist, bant, çubuk, uzun ve dar parça, forma, şerit

STRIP : English Turkish

v. soymak, çıkarmak, üstünü çıkarmak, örtüsünü kaldırmak, açmak, boşaltmak, tahliye etmek, kazımak, sütünü iyice sağmak, soyunmak, striptiz yapmak

STRIP CARTOON : English Turkish

karikatür serisi