Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

STRIP LIGHTING : English Turkish

n. floresan ile aydınlatma, çubuk lâmbalarla aydınlatma

STRIP OFF : English Turkish

çıkarmak

STRIP TO THE SKIN : English Turkish

v. tamamen soyunmak, çırılçıplak soyunmak

STRIPE : English Turkish

n. şerit, çubuk, çizgi, rütbe, çizgili kumaş, sopa darbesi, kamçı darbesi, cins, çeşit, tür

STRIPE : English Turkish

v. çizgi çizgi yapmak, çizgilemek

STRIPED : English Turkish

adj. çizgili, çizgi çizgi

STRIPED BASS : English Turkish

çizgili levrek [zool.]

STRIPED MULLET : English Turkish

n. has kefal

STRIPLING : English Turkish

n. delikanlı, genç adam

STRIPPING : English Turkish

n. soyunma

STRIPTEASE : English Turkish

n. striptiz

STRIPTEASER : English Turkish

n. striptizci

STRIVE : English Turkish

v. uğraşmak, çabalamak, gayret etmek, didinmek, mücâdele etmek

STRIVE AFTER : English Turkish

v. için uğraşmak, için çalışmak

STRIVE AGAINST : English Turkish

v. savaşmak, uğraşmak

STRIVE FOR : English Turkish

v. için uğraşmak, için çalışmak

STRIVE TO DO : English Turkish

v. yapmaya uğraşmak

STRIVE WITH : English Turkish

v. savaşmak, çekişmek

STROBE : English Turkish

n. stroboskop, radar ekranındaki işaretleme halkası

STROKE : English Turkish

n. çarpma, vuruş, darbe, başarı, saat vuruşu, tarz, hareket, davranış, fırça darbesi, inme, felç, okşama, okşayış

STROKE : English Turkish

v. vurmak, okşamak, sıvazlamak

STROKE A BOAT : English Turkish

v. kürekçilere hareket işareti vermek

STROLL : English Turkish

n. gezinti

STROLL : English Turkish

v. gezinmek, dolaşmak, ağır ağır gezinmek

STROLLER : English Turkish

n. bebek arabası, katlanır bebek arabası, gezginci, avare