Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

STROLLING : English Turkish

n. gezinme

STROMA : English Turkish

n. stroma, bağdokusundan oluşan kısım

STRONG : English Turkish

adj. güçlü, ağır, demir gibi, kuvvetli, sağlam, sert, şiddetli, keskin, alkollü, kıvrak, yetenekli, istekli, istikrarlı, iradeli, koyu, gür

STRONG : English Turkish

adv. güçlü olarak, kuvvetle, şiddetle

STRONG AND HEALTY : English Turkish

adj. güçlü kuvvetli, domuz gibi

STRONG ARM : English Turkish

zor kullanan

STRONG CASE : English Turkish

kuvvetli delil

STRONG CIGARETTE : English Turkish

n. sert sigara

STRONG DRINK : English Turkish

sert içki

STRONG LANGUAGE : English Turkish

sert dil, sert sözler, ağır söz, küfür, üslup

STRONG MAN : English Turkish

nüfuzlu adam, güçlü adam, diktatör

STRONG MINDED : English Turkish

kararlı, azimli, iradeli

STRONG POINT : English Turkish

kuvvetli yön, iyi olduğu konu, başlıca özelliği, korumaya alınmış yer

STRONG WILLED : English Turkish

iradeli, kararlı, inatçı

STRONG WIND : English Turkish

şiddetli rüzgâr

STRONGBOX : English Turkish

n. çelik kasa, kasa

STRONGHEADED : English Turkish

adj. dik kafalı, inatçı, serkeş

STRONGHOLD : English Turkish

n. kale, iyi korunan yer, sığınak

STRONGLY : English Turkish

adv. kuvvetle, sertçe, şiddetle, kuvvetlice, fazlasıyla, çok, son derece

STRONGROOM : English Turkish

n. hazine odası

STRONTIUM : English Turkish

n. stronsiyum

STROP : English Turkish

n. ustura kayışı, kayış (ustura), makara ipi (yük)

STROP : English Turkish

v. kayışa sürerek bilemek

STROPHE : English Turkish

n. kıta, bent

STROPHIC : English Turkish

adj. kıta ile ilgili (şiir)