Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SURGICAL STOCKING : English Turkish

n. varis çorabı

SURGING : English Turkish

adj. kabaran, dalgalanan, inişli çıkışlı

SURGING : English Turkish

n. kabarma, dalgalanma

SURGY : English Turkish

adj. kabaran, dalgalanan, inişli çıkışlı

SURINAM : English Turkish

n. Surinam, Güney Amerika'nın kuzeydoğusunda bir ülke (ayrıca Suriname)

SURINAME : English Turkish

n. Surinam, Güney Amerika'nın kuzeydoğusunda bir ülke (ayrıca Surinam)

SURINAMER : English Turkish

n. Surinam vatandaşı yada Surinamlı (Güney Amerika'da bir ülke)

SURINAMESE : English Turkish

n. Surinamlı yada Surinam'da ikamet eden kimse

SURINAMESE : English Turkish

adj. Surinam'a ait

SURLINESS : English Turkish

n. somurtkanlık, aksilik, huysuzluk

SURLY : English Turkish

adj. somurtkan, asık suratlı, suratsız, aksi, huysuz, sert

SURMISE : English Turkish

v. tahmin etmek, sanmak, zannetmek, kuşkulanmak

SURMISE : English Turkish

n. tahmin, kanı, şüphe, kuşku

SURMOUNT : English Turkish

v. halletmek, üstesinden gelmek, yenmek, aşmak, üzerinde olmak

SURMOUNTABLE : English Turkish

adj. halledilebilir, aşılabilir, yenilebilir

SURNAME : English Turkish

n. soyadı, takma ad, lakap

SURNAME : English Turkish

v. soyadı vermek, lakap takmak

SURPASS : English Turkish

v. geçmek, aşmak, üstün olmak, baskın çıkmak

SURPASS ONESELF : English Turkish

v. kendini aşmak

SURPASSING : English Turkish

adj. üstün olan, baskın çıkan

SURPLICE : English Turkish

n. cüppe (papaz)

SURPLUS : English Turkish

n. fazla, artan, fazlalık, sermaye fazlası

SURPLUS : English Turkish

adj. fazla, fazla olan, artan

SURPLUSAGE : English Turkish

n. fazla kısım, fazlalık, artan, dava ile ilgisiz iddia

SURPRISE : English Turkish

adj. sürpriz, beklenmedik