Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SURPRISE : English Turkish

n. sürpriz, baskın, hayret, şaşkınlık

SURPRISE : English Turkish

v. sürpriz yapmak, şaşırtmak, hayret ettirmek, oyuna getirmek

SURPRISE SMB. INTO SMTH : English Turkish

v. yapması için oyuna getirmek

SURPRISE VISIT : English Turkish

sürpriz ziyaret

SURPRISED : English Turkish

adj. şaşırmış

SURPRISEDLY : English Turkish

adv. hayretle, şaşkınlıkla

SURPRISING : English Turkish

adj. şaşırtıcı, hayret verici

SURPRISINGLY : English Turkish

adv. şaşırtıcı biçimde, hayret uyandıracak şekilde

SURREALISM : English Turkish

n. sürrealizm, gerçeküstücülük

SURREALIST : English Turkish

adj. sürrealist

SURREALIST : English Turkish

n. sürrealist, gerçeküstücü

SURREALISTIC : English Turkish

adj. sürrealist

SURREBUT : English Turkish

v. deliller sunmak

SURREBUTTER : English Turkish

n. davacının üçüncü cevabına cevap yazısı

SURREJOINDER : English Turkish

n. davacının ikinci cevabına cevap yazısı

SURRENDER : English Turkish

n. vazgeçme, feragat, teslim, bırakma, teslim etme, teslim olma, iptal etme, iade

SURRENDER : English Turkish

v. vazgeçmek, bırakmak, feragat etmek, teslim etmek, teslim olmak, boyun eğmek, pes etmek, kapılmak, kendini bırakmak

SURREPTITIOUS : English Turkish

adj. gizli, kaçamak, hırsızlama, el altından

SURROGATE : English Turkish

n. vekil, yerine geçen kimse, vasiyetin gerçekleştirilmesine bakan hakim

SURROUND : English Turkish

n. kuşatma, çevirme, çevreleme, şöminenin etrafındaki dekorlar, sürgün avı

SURROUND : English Turkish

v. etrafını çevirmek, sarmak, etrafını sarmak, kuşatmak, çevirmek, çevrelemek

SURROUNDED : English Turkish

adj. çevrili

SURROUNDING : English Turkish

n. kuşatma

SURROUNDING : English Turkish

adj. çevreleyen, kuşatan, etrafını saran

SURROUNDINGS : English Turkish

n. dolay, muhit, çevre, etraf, etraftakiler, çevre halkı