Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE LOWER PART OF HIS BODY : English Turkish

vücudunun alt tarafı, vücudun belden alt kısmı

THE LOWEST GRADE : English Turkish

en düşük derecede, en düşük rütbede, bir grup işaretler/rakamlar içerisinden en küçük olanı

THE LOWLANDS : English Turkish

Ovalar, güneydoğu İskoçya'daki ovalar

THE MACCABEES : English Turkish

n. Makkabeler, Maccabeler, birinci yüzyılda Suriyelilere karşı isyan eden Hasmoneanlar grubu (Mattathias ve oğlu Judah tarafından önderlik edilen, Suriyelileri bozguna uğrattılar ve Kudüs'teki Yahudi tapınağını yeniden hizmete açtılar (Yahudi bayramı Hanukkah'ın kökeninin dayandığı))

THE MAGIC CIRCLE : English Turkish

sihirli çember, büyülü çember, kişisel problemin grupların desteği vasıtasıyla tedavi yöntemi

THE MAGIC FLUTE : English Turkish

sihirli fülüt, Mozart tarafından bestelenen müzikal çalışma

THE MAGIC LAMP : English Turkish

sihirli lamba, Alaaddin hikayesindeki hayali sihirli lamba

THE MAGIC MOUNTAIN : English Turkish

n. sihirli dağ, Thomas Mann tarafından yazılan ve ilk kez 1924 yılında yayınlanan roman

THE MAIN CAUSE : English Turkish

ana sebep, ana neden, öncelikli sebep

THE MAIN CHANCE : English Turkish

n. kişisel çıkar, menfaat

THE MAIN NEWS : English Turkish

ana haberler, esas haberler, haber başlıkları, önemli haber konularının özeti

THE MAIN QUESTION : English Turkish

esas soru, esas problem, ana problem, en önemli mesele

THE MAJOR PROPHETS : English Turkish

n. ilk dört yazar (İncil)

THE MAKER : English Turkish

ono imzalayan kimse, bir ödeme senedini imzalayan ve onu geri ödemek zorunda bırakılan taraf veya hissedar

THE MALTESE FALCON : English Turkish

Malta şahini, Dashiell Hammett tarafından yazılan kitap

THE MAN : English Turkish

n. yönetim [amer.]

THE MAN AT THE WHEEL : English Turkish

direksiyondaki adam, tekerlekteki adam, sürücü, lider, aracı kullanan kimse

THE MAN IN THE STREET : English Turkish

sokaktaki adam, sokaktaki vatandaş, sıradan vatandaş

THE MAN OF THE HOUR : English Turkish

saatin adamı, günün adamı, bu günlerde sahnede olan kimse, bir süredir belirli bir şeyde sivrilen kimse

THE MANDATORY GOVERNMENT : English Turkish

manda hükümeti, zorunlu hükümet, Eretz Israil'de Milletler Cemiyeti tarafından yetkilendirilen İngiliz yönetimi (
1948)

THE MANN AUDITORIUM : English Turkish

Mann oditoryumu, bir kültür merkezi

THE MANY : English Turkish

çoğunluk, kitleler, halk, avam, toplum geneli

THE MARINES : English Turkish

Deniz Piyadeleri, denize açılan ve düşman kıyı şeridi boyunca görevler icra eden ABD ve İngiliz donanma kuvvetlerinin bir kolu, ABD deniz piyadeleri

THE MARITIMES : English Turkish

n. Kanada Denizcilik Vilayetleri'nin kollektif ismi (New Brunswick, Nova Scotia ve Prens Edward Adası)

THE MARKET OVERT : English Turkish

açık pazar, serbest piyasa, piyasa güçleri, arz ve talep