English Turkish
THE MINOR PROPHETS : English Turkish
n. son oniki yazar (İncil)
THE MINUTE : English Turkish
- an,
dakika, ,
anında
THE MINUTE THAT : English Turkish
- an,
anda,
dakika,
dakikada,
anında
THE MIRROR : English Turkish
ayna, sansasyonel hikayeleri ile tanınan günlük İngiliz tabloid gazete
THE MISSIS : English Turkish
n. eş, hanımefendi
THE MOB : English Turkish
çete, mafya, organize suç, organize suç örgütü (Argo)
THE MOMENT : English Turkish
- anda,
ınca,
ince, hemen,
ir
mez (ör. gelir gelmez), anında, akabinde, hemen ardından
THE MOMENT OF TRUTH HAS COME : English Turkish
gerçeğin zamanı geldi, gerçeğin anı geldi, kader ve karar anı yaklaşıyor, son ve belirleyici an geldi
THE MONETARY UNIT ASSUMPTION : English Turkish
para birimi varsayımı, hesaplamada para birimlerini standartlaştırmakla alakalı temel bakış açısı
THE MONSOONS : English Turkish
musonlar, mevsim rüzgarları, Uzak Doğu'da çok miktarda yağmurun durmaksızın yağdığı mevsim
THE MONTH OF JANUARY : English Turkish
Ocak ayı, Gregoryan takviminin ilk ayı
THE MOOR HAS DONE HIS DUTY : English Turkish
Moor görevini yaptı, görevini yapan fakat asla uygun şekilde ödüllendirilmeyen kimse
THE MORE : English Turkish
daha fazla,
dereceye kadar, kadar, daha (iki şey arasındaki bağlantıyı belirtmek için kombinasyon içerisinde kullanılan, ör. "daha çok çalışırsan, daha iyi yaparsın" veya "daha çok alıştırma yaparsan daha iyi çalarsın")
THE MORE HASTE THE LESS SPEED : English Turkish
ne kadar telaş o kadar sürat, daha fazla telaş daha az hız, acele ve telaş zaman kaybı ve israfa sebep olur
THE MORE THE BETTER : English Turkish
adv. ne kadar çok olursa o kadar iyi
THE MORE THE MERRIER : English Turkish
daha çok daha neşeli, daha çok konuk daha neşeli ortam, daha fazla konuk ortamı daha neşeli hale getirir, herkes hoşgeldi
THE MORMON CHURCH : English Turkish
Mormon Kilisesi, Hristiyanlığın basit ve sade olarak uygulanmasına inanan ve Mormon olarak bilinen Hristiyanlık mezhebinin ibadet evi
THE MORNING AFTER : English Turkish
ertesi sabah, gürültülü bir parti gecesini takipeden sonraki gün (öz. ağır şekilde içki ve vahşi cinsel aktivite içeren)
THE MOSHAVIM MOVEMENT : English Turkish
Moshavim (kooperatif yerleşkeler) hareketi, İsrail'deki kooperatif yerleşkeler için şemsiye/koruma kurumu
THE MOST : English Turkish
adv. en çok, en fazla, rakamsal olarak en yüksek; en fazla miktarda; en büyük derece veya ebatta
THE MOST DIRECT ROUTE : English Turkish
en kısa yoldan lütfen
THE MOST HIGH : English Turkish
n. yüce tanrı, cenâbı hak
THE MOST IMPORTANT PERSON : English Turkish
n. en önemli kişi
THE MOST IMPORTANT THING : English Turkish
en önemli şey
THE MOST SENSITIVE SPOT : English Turkish
n. can alıcı nokta
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani