Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE POPULAR HERO : English Turkish

n. halk kahramanı

THE POSITION HAS BEEN FILLED : English Turkish

pozisyon dolduruldu, iş alındı, halen bu pozisyonda bir kimse çalışıyor

THE POSSIBLE : English Turkish

n. olanak, imkân, olası şey

THE POWER OF HEARING : English Turkish

işitme gücü, duyma hassasiyeti, duyabilme yeteneği

THE POWER OF SPEECH : English Turkish

hitabet gücü, konuşma gücü, etkili konuşma gücü, diğerlerini etkilemek için konuşma yeteneği

THE POWERS OF EVIL : English Turkish

n. karanlık güçler

THE POWERS VESTED IN HIM : English Turkish

ona verilen yetkiler, ona verilen güçler

THE PRESENT : English Turkish

adj. şimdiki

THE PRESENT CRISIS : English Turkish

mevcut dönüm noktası, 1844 yılında Amerikan şair James Russell Lowell tarafından yazılan kölelik karşıtı şiir

THE PRESENT SITUATION : English Turkish

halihazır durum, mevcut durum, şuanki durum, olayların şu an oldukları görüntü

THE PRESIDENT'S RESIDENCE : English Turkish

Başkanlık sarayı, başkanın yaşadığı ev

THE PRESIDENTIAL SUITE : English Turkish

aşkanlık suiti, bir otelde başkanlık seviyesindeki önemli insanlar için ayrılmış odalar dizisi

THE PREVALENT FASHION : English Turkish

yaygın moda, genel moda, günümüz modası, hakim moda, baskın moda, genele yayılmış stil

THE PRICE IS HIGHER THAN I PLANNED TO SPEND : English Turkish

u fiyat harcamayı planladığım rakamın üstünde

THE PRICE IS NOT REASONABLE : English Turkish

u fiyat hiç mantıklı değil

THE PRICE OF GLORY : English Turkish

zaferin bedeli, bir insanın başarıya karşılık olarak ödemesi gereken bedel

THE PRICE OF MONEY : English Turkish

para değeri, para bedeli, para fiyatı, bankaya yatırılan paraya karşılık olarak kazanılabilecek faiz

THE PRICE THEORY : English Turkish

fiyat teorisi, bireysel ekonomik birimler tarafından yapılan işlemlerin analizi ve ürünlerin fiyatının belirlenmesi ile ilgilenen ekonomi dalı

THE PRICE WAS : English Turkish

fiyatı
,
değer biçtik,
'a toplandı

THE PRIME OF LIFE : English Turkish

n. hayatın baharı

THE PRINCESS AND THE PEA : English Turkish

prenses ve bezelye tanesi, Hans Christian Andersen tarafından yazılan bir çocuk peri masalının adı

THE PRINCIPLES OF CHRISTIANITY : English Turkish

Hristiyanlığın prensipleri, Hristiyanlık dininin temel inanışları

THE PRINCIPLES OF EDUCATION : English Turkish

eğitim prensipleri, öğretme biliminin temel fikirleri

THE PRIVATE MARKET : English Turkish

özel pazar, özel piyasa, özel market, devlete ait olmayan fakat şahıslara ait şirketler; özel müşteriler çemberi

THE PROBLEM IS : English Turkish

problem- , zorluk
'dur, mesele