English Turkish
UPPER GALILEE : English Turkish
Yukarı Celile, İsrail'in kuzeyinde bir bölge
UPPER HAND : English Turkish
galip gelme, üstünlük, avantaj; öncelik
UPPER HOUSE : English Turkish
üst meclis, çift meclisli bir yasamada iki meclisten biri (genellikle daha az temsil niteliği ve daha az üyesi bulunan)
UPPER JAW : English Turkish
üst çene
UPPER LIMIT : English Turkish
üst limit, üst sınır, maksimum, izin verilen en yüksek seviye
UPPER LIP : English Turkish
üst dudak, üstteki dudak, üst taraftaki dudak, dış ağzın üst kısmı
UPPER MEMORY AREA : English Turkish
üst bellek alanı, üst hafıza alanı, bellekte bulunan 640K ila 1 megabayt arasındaki alan
UPPER MILLSTONE : English Turkish
üst değirmentaşı
UPPER STORIES : English Turkish
üst katlar, yukarı katlar, bir binanın üst katları
UPPER TEN : English Turkish
en iyi on, en üstteki on, top on listesi, en yüksekteki on
UPPER VOLTA : English Turkish
Burkina Faso'nun (Batı Afrika'da bir ülke) eski adı
UPPER WINDS : English Turkish
yukarı rüzgârları, üst rüzgârlar, atmosferin üst kısmında esen ve hava durumunu büyük ölçüde etkileyen rüzgârlar (Meteoroloji)
UPPER-CLASS : English Turkish
adj. üst sınıf, toplumun görece yüksek ekonomik statülü kesimi, üst tabaka, toplumda üst pozisyonda yer alan grup
UPPERCASE : English Turkish
adj. büyük harf, büyük harfler, büyük harfle, büyük harflerle
UPPERCLASSMAN : English Turkish
n. üst tabaka adamı, toplumun üst sınıfından olan erkek; lisede veya yüksekokulda sondan bir önceki veya son sınıfta bulunan
UPPERCUT : English Turkish
n. aparkat, alttan vuruş (boks)
UPPERMOST : English Turkish
adv. en üste, en yukarıya
UPPERMOST : English Turkish
adj. en üstteki, en baştaki, birinci
UPPERS : English Turkish
n. ayakkabı yüzü
UPPISH : English Turkish
adj. kendini beğenmiş, kibirli, mağrur
UPPITY : English Turkish
adj. kendini beğenmiş, kibirli, mağrur
UPRAISE : English Turkish
v. kaldırmak, havaya kaldırmak
UPRATE : English Turkish
v. yükseltmek, terfi etmek, çıkmak; performansını arttırmak; değerini arttırmak, değerini büyütmek
UPREAR : English Turkish
v. kaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek; kaldırılmak, yükseltilmek
UPRIGHT : English Turkish
adv. dik olarak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani