Turkish Risale
MEL'ANE(T) : Turkish Risale
(La'n. dan) Lânete sebeb olan. Lânete müstehak iş. * Yol ayrımı ve insan menzili
MEL'ANET-PİŞ : Turkish Risale
f. Mel'unluktan başka işi olmayan. İşi gücü mel'unluktan ibaret olan
MEL'ANETKÂRANE : Turkish Risale
f. Lânete müstehak surette
MEL'EM (MİL'EM) : Turkish Risale
Ölçüsünde cimrilik yapan
MEL'EME : Turkish Risale
Cem'etmek, toplamak. * Terbiye etmek, düzeltmek, ıslâh etmek. * Yara yırtığını bağlamak
MEL'UB : Turkish Risale
Salyalı ağız
MEL'UN : Turkish Risale
Lânetlenmiş. Lânete lâyık. * Kovulmuş, tard olunmuş
MELA : Turkish Risale
Gece ve gündüz
MELA' : Turkish Risale
Otu olmayan yer
MELAB : Turkish Risale
Bir cins güzel koku
MELABİS : Turkish Risale
Elbiseler. Giyecek şeyler
MELACE : Turkish Risale
Husumeti uzatmak, düşmanlığı çoğaltmak
MELACİ' : Turkish Risale
(Melce. C.) İlticâ edilecek ve sığınılacak yerler
MELAGIM : Turkish Risale
Ağız çevresi
MELAH : Turkish Risale
Atın ayağında olan verem
MELAHA (MÜLUHA) : Turkish Risale
Tuzluluk. * Güzellik
MELAHAT : Turkish Risale
Yüz güzelliği. Cemal. * Tuzluluk. Tuzlu su
MELAHİ : Turkish Risale
Oyunlar, eğlenceler. Cümbüşler
MELAHİDE : Turkish Risale
Mülhidler. Dinsizler. İmânsızlar
MELAHİF : Turkish Risale
(Milhaf ve Milhafe. C.) Sarınacak veya bürünecek şeyler. Yorganlar
MELAHİM : Turkish Risale
Muharebe ve cenk yerleri. (Bak: Melhame)
MELAK : Turkish Risale
Mala
MELAL : Turkish Risale
Can sıkıntısı. Usanç. Gamlılık. Zaaf ve fütur
MELAL-AVER : Turkish Risale
f. Usanç verici, usandıran, sıkan
MELAM : Turkish Risale
Kınanmış. * Rezillik. Hakirlik. Kıymetsizlik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani