Turkish Risale
MELCE' : Turkish Risale
Sığınılacak yer. Halas olacak, kurtulacak yer
MELD : Turkish Risale
Yumuşak olmak
MELDA : Turkish Risale
Çok genç ve körpe vücud veya dal. İnce ve nâzik bedenli kız
MELDUG : Turkish Risale
(Ledg. den) Zehirli bir hayvan tarafından ısırılarak sokulmuş
MELE' : Turkish Risale
(C.: Emlâ) Bir cemâatin ileri gelenleri. * Hırs, tama'. * Zan. * Güzellik. * Fls: Kâinatta hiçlik şeklinde boşluk olmadığını, her yerin dolu olduğunu ifade eden bir tabirdir. * Dolu mekân. * Kalabalık, güruh, cemaat, topluluk. Halk
MELE-İ A'LÂ : Turkish Risale
Kerrubiyyun ve melâike cemaati. En yüksek hey'et. Melekler âlemi. Felekler ve unsurlar
MELED : Turkish Risale
Tazelik, körpelik, nâziklik, gençlik
MELEK : Turkish Risale
Nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, masum mahluk. * Güzel huylu ve güzel olan kimse. (Bak: Melâike)
MELEK-ZAD : Turkish Risale
Melekten olmuş gibi, çok güzel
MELEK-ÜL BİHAR : Turkish Risale
Denizlere nezaret eden melek
MELEK-ÜL CİBÂL : Turkish Risale
Dağlara nezâret eden melek
MELEK-ÜL EMTÂR : Turkish Risale
Yağmurla vazifeli olan melek
MELEK-ÜL MEVT : Turkish Risale
İnsanların ruhlarını kabzeden Azrâil. (A.S.)
MELEK-İ MÜEKKEL : Turkish Risale
Muayyen bir işle tavzif edilmiş melek. (Bak: Melâike)
MELEK-İ SİYÂNET : Turkish Risale
Allah'ın emri ile insanları koruyan, muhafaza eden melek
MELEKA : Turkish Risale
Düz kayacak nesne
MELEKE : Turkish Risale
Tekrar tekrar yapılan bir iş veya tecrübeden sonra hasıl olan bilgi ve mehâret. * Mümârese
MELEKUT : Turkish Risale
Tam bir hâkimiyyetle, Saltanat-ı İlâhiyyenin müessiriyyet ve idâresinin esrarı. Her şeyin kendi mertebesinde, o mertebeye münâsib ruhu, canı, hakikatı. Bir şeyin iç yüzü, iç ciheti. * Hükümdarlık. Saltanat. * Ruhlar âlemi. (Bak: Arş)(İnsan mülk ciheti ile kalbe zarf olur, melekut cihetiyle de mazruf olur. M.N.)
MELEKUTİYÂN : Turkish Risale
Melekut âleminden olanlar
MELEKÂT : Turkish Risale
(Meleke. C.) Melekeler. Tecrübe neticesi elde edilen alışılmış bilgiler. İsti'datlar
MELEKÂT-I AKLİYYE : Turkish Risale
Tecrübe neticesi aklen bilinen kolaylık, tecrübeden doğan bilgililik
MELEKÎ : Turkish Risale
(Melekiye) Meleğe mensub, melekle alâkalı. * Paklık, temizlik, ismet. * Hükümdara, melike âit. Melikle alâkalı
MELEL : Turkish Risale
Bıkma, usanma, bezme
MELEM : Turkish Risale
Yaramaz tenbel kimse
MELEVAN : Turkish Risale
Gece ve gündüz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani