Turkish Risale
MELAMET : Turkish Risale
Kınanmışlık. İtab ve serzenişlik. Rezillik ve rüsvaylık
MELAMET-ZEDEGÂN : Turkish Risale
(Melametzede. C.) f. Ayıplanmış, kınanmış kimseler, azarlanmış olanlar
MELAMETZEDE : Turkish Risale
(C.: Melametzedegân) f. Melamete uğramış, ayıplanmış, azarlanmış, kınanmış
MELAMÎ : Turkish Risale
Kınanmış ve ayıplanmışlardan olan. * Hükema-i Kelbiyyun. (Bak: Kelbiyyun) * Melami adındaki tarikata mensub olan
MELAMİ' : Turkish Risale
(Lem'a. C.) Parıltılar. Aydınlıklar
MELAMİH : Turkish Risale
(Lemha. C.) Lemhalar. Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. Güzellik ve çirkinlik eserleri
MELAMİYYUN : Turkish Risale
(Melamî. C.) Melamî tarikatından olanlar
MELAS : Turkish Risale
Saracak ve dürecek yer
MELASET : Turkish Risale
Yumuşaklık. (Zıddı: Huşunet)
MELASSA : Turkish Risale
Hırsız ve haydut yatağı
MELAVET : Turkish Risale
Vakit, zaman
MELAZ : Turkish Risale
Sığınılacak yer. Melce'
MELAZE : Turkish Risale
f. Küçük dil
MELAZZ : Turkish Risale
Yalancı, kezzab. (Melzuz. C.) Leziz nesneler, lezzetli şeyler
MELAZİB : Turkish Risale
(Milzâb. C.) Çok tamahkâr ve cimri olanlar
MELAİB : Turkish Risale
(Mel'ab-Mel'abe. C.) Oyuncaklar. Oyun oynanacak yerler
MELAİK : Turkish Risale
(Mil'aka. C.) Tahta kaşıklar
MELAİK(E) : Turkish Risale
(Melek. C.) Melekler. Nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, makamları sabit, kendileri ma'sum mahluklar
MELAİKE-İ KİRAM : Turkish Risale
Büyük meleklerin büyükleri: Cebrâil, Mikâil, İsrâfil, Azrâil (A.S.)(... Melâike, bir ümmet-i azimedir ki; sıfat-ı iradeden gelen ve şeriat-ı fıtriyye denilen evamir-i tekviniyesinin hamelesi ve mümessili ve mütemessilleridirler. S.)(... Hem meselâ küre-i arz, küre-i arzın nevileri adedince başlar ve o nevilerin ferdleri sayısınca diller ve o fertlerin a'za ve yaprak ve meyveleri mikdarınca tesbihatlar yaptığı için elbette o haşmetli ve şuursuz ubudiyyet-i fıtriyeyi bilerek, şuurdârâne temsil edip Dergâh-ı İlâhiyeye takdim etmek için kırk bin başlı ve her başı kırk bin dil ile ve her bir dil ile kırk bin tesbihat yapan bir melek-i müekkeli bulunacak ki, ayn-i hakikat olarak Muhbir-i Sâdık haber vermiş ve hilkat-ı kâinatın en ehemmiyetli neticesi olan insanlarla münasebât-ı Rabbâniyeyi tebliğ ve izhâr eden Cebrâil (A.S.) ve zihayat âleminde en haşmetli ve en dehşetli olan diriltmek ve hayat vermek ve ölümle terhis etmekteki Halika mahsus olan icraat-ı İlâhiyeyi, yalnız temsil edip ubudiyetkârâne nezâret eden İsrafil (A.S.) ve Azrâil (A.S.) ve hayat dâiresinde rahmetin en cemiyetli, en geniş, en zevkli olan rızıktaki ihsânât-ı Rahmâniyeye nezâretle berâber şuursuz şükürleri şuur ile temsil eden Mikâil (A.S.) gibi meleklerin pek acib mâhiyette olarak bulunmaları ve vücudları ve ruhların bekaları, saltanat ve haşmet-i Rububiyyetin muktezasıdır. Onların ve her birinin mahsus tâifelerinin vücudları, kâinatta güneş gibi görünen saltanat ve haşmetin vücudu derecesinde kat'idir ve şüphesizdir. Melâikeye âid başka maddeler bunlara kıyas edilsin. Ş.)
MELAİN : Turkish Risale
(Mel'un. C.) Herkesin nefretini kazanmış olanlar. La'netlenmiş olanlar
MELBES : Turkish Risale
Giyecek şey. Elbise
MELBES Ü ME'KEL : Turkish Risale
Giyecek ve yiyecek
MELBUS : Turkish Risale
Giyilen. Giyilmiş olan. * Giyinmiş. Elbise giymiş
MELBUSÂT : Turkish Risale
Giyilecek şeyler. Elbiseler
MELC(E) : Turkish Risale
Emmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani