Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MUHADDAB : Turkish Risale

Boyanmış

MUHADDAR : Turkish Risale

Yeşil renkle boyanmış. Rengi yeşil yapılmış

MUHADDE : Turkish Risale

Muhâlefet, uyuşmazlık

MUHADDEB : Turkish Risale

Kamburlu, tümsekli, üstü yumru olan. Dürbin camı gibi yumru olan

MUHADDED : Turkish Risale

Sınırı belirtilmiş olan. Sınırlanmış, tahdid edilmiş

MUHADDER : Turkish Risale

(Muhaddere) Kapalı, örtülü. * Nâmuslu müslüman kadını

MUHADDES : Turkish Risale

Haber verilmiş. Tahdis olunmuş, şükranla bildirlimiş. Sadık-ül hads olan kimse. * Her zan, tahmine feraseti isabetli olan. * Nakil ve rivayet edilmiş olan

MUHADDİD : Turkish Risale

Keskinleştirici, bileyici. * Sınırlıyan, sınırını tâyin eden. Tahdid eden. Hududlandıran

MUHADDİR : Turkish Risale

Şişiren, kabartan

MUHADDİR(E) : Turkish Risale

Uyuşturucu ilâç

MUHADDİRAT : Turkish Risale

(Muhaddire. C.) Uyuşturucu ilâçlar

MUHADDİS : Turkish Risale

Hadis ilminin bir çok usul ve füruunu bilen zât. Peygamber Efendimizin (A.S.M.) hâl ve sözlerini bize nakleden ve hadis ilminin mütehassısı

MUHADDİSÎN : Turkish Risale

Hadis ilmiyle uğraşan eskiden gelmiş büyük ve kâmil zâtlar. Peygamberimizin (A.S.M.) sözünü işiterek bildirenler. (Bak: Hâfız)

MUHADDİSÎN-İ MUHADDESÛN : Turkish Risale

Allah tarafından kendilerine ilham olunan muhaddisler

MUHADDİŞ : Turkish Risale

Kulağı tırmalıyan. Tahdiş eden

MUHADEA : Turkish Risale

Aldatmak, hilecilik, oyun etmek

MUHADEME : Turkish Risale

Hizmet etmek

MUHADENET : Turkish Risale

Barışma. * Veda etme

MUHADERE : Turkish Risale

Sür'at etmek

MUHADESE : Turkish Risale

(Hadis. den) Konuşma. Birbirine hikâye söyleme

MUHADEŞE : Turkish Risale

Tırmalama. Sıkıntı ve zahmet verme

MUHADİ' : Turkish Risale

(Had'. dan) Aldatan, kandıran. Hile eden, oyun yapan

MUHADİANE : Turkish Risale

f. Aldatarak, hile yaparak

MUHADİŞ : Turkish Risale

Zahmet, ıztırab ve sıkıntı verici. Tırmalayıcı

MUHAFAZA : Turkish Risale

Zarar ve ziyandan sakınıp korumak. * Himâye ve hıfzetmek. Gözetlemek. * Bir şeye devamlı olmak