Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
KAZEF : Turkish Risale

Irak, baid, uzak

KAZEL : Turkish Risale

Çok fazla aksaklık. (Müe: Kazlân)

KAZEM : Turkish Risale

Bütün bütün yutmak. * Asılsızlık

KAZER : Turkish Risale

Nezafetsizlik, temiz olmamak

KAZEZ : Turkish Risale

Pire

KAZEİN : Turkish Risale

Fr. Sütte bulunan albüminli maddeler

KAZF : Turkish Risale

Atmak. İftira atmak. Ehl-i namus bir kadına zina isnad etmek. Buna "kazf-ı muhsenat" da denir. (Bak: Kebair)

KAZF (KAZÂFE) : Turkish Risale

(C.: Kızâf) İncelik, zayıflık

KAZH : Turkish Risale

Atmak, saçmak

KAZIB : Turkish Risale

(C.: Kavâzıb-Kızâb) Kesici, kesen

KAZIM(A) : Turkish Risale

Kemirici hayvan

KAZIYE : Turkish Risale

Ölüm

KAZKAZ : Turkish Risale

Arslanın, kemiği parça parça etmesi. * Yavuz arslan

KAZKAZA : Turkish Risale

Kemiği parçalamak

KAZM : Turkish Risale

Kuru şeyler yemek. * Dişlerin etrafıyla bir şeyi ısırıp yemek

KAZR : Turkish Risale

Bir kimsenin peşinden gitmek

KAZUF (KAZİF) : Turkish Risale

Irak, uzak, baid

KAZULET : Turkish Risale

Kocaman

KAZUR : Turkish Risale

Temiz olmayan şeylerden sakınan kimse

KAZURAT : Turkish Risale

Pislikler, süprüntüler, insan pisliği

KAZURE : Turkish Risale

(C.: Kazurât) Pislik. * Mezbele, süprüntülük

KAZUZE : Turkish Risale

Maşrapa

KAZZ : Turkish Risale

Büyük taş. * Topraklı olan. * Topluluk, cemaat

KAZZABE : Turkish Risale

Çok keskin

KAZZAFE : Turkish Risale

Sapan