Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

KAZA-İ HÂCET : Turkish Risale

İhtiyacını gidermek. * Büyük abdest bozmak

KAZA-İ ŞEHVET : Turkish Risale

Şehvet ihtiyacını gidermek. Cinsî münasebet (ki, insanlar arasında nikâh olmadıkça haramdır.)

KAZABE : Turkish Risale

Kesinti. Bağ ağacından ve diğer ağaçtan kesilen parçalar

KAZAEN : Turkish Risale

Kaza olarak, tesadüfen. İstemiyerek. Bilerek değil. Beklenmedik halde

KAZAHA : Turkish Risale

(Kazâ. dan) Kazalar. İlçeler. Kaymakamlık idareleri

KAZAK : Turkish Risale

Her kavmin askerliğe, akın ve çapula ayrılmış efradı. * Çarlık Rusyasında ayrıca bir sınıf teşkil eden sipahiye benzer süvari askeri

KAZAN (KEVZÂN) : Turkish Risale

Semiz şişman kimse

KAZAN KALDIRMAK : Turkish Risale

t. Yeniçerilerin isyanı münasebetiyle kullanılan bir tabirdi. Yeniçeriler isyan ettikleri zaman yemek pişirilen kazanlarını da, toplandıkları At Meydanı'na getirdikleri için bu tabir meydana gelmiştir. Sonradan da devlete karşı koymağa kalkanlar hakkında kullanılırdı. (O.T.D.S.)

KAZANFER : Turkish Risale

(Bak: Gazanfer)

KAZAR : Turkish Risale

Kirlenme, pislenme

KAZARA : Turkish Risale

f. Kazâ olarak. Rastlayarak

KAZARET : Turkish Risale

Murdarlık, necâset, pislik, pis olma hâli

KAZASKER : Turkish Risale

İlmiye mesleğinin en yüksek mertebelerinden biri. Lügat mânası asker kadısı, ordu kadısı demektir. Osmanlılarda Kazaskerliğin ihdası Sultan I.Murat zamanındadır. İlk Kazasker de "Çandarlı Kara Halil"dir

KAZAYA : Turkish Risale

(Kaziye. C.) Kaziyeler. Hükümler

KAZAYA-YI MAKBULE : Turkish Risale

(Bak: Kaziye-i makbule)

KAZAZ : Turkish Risale

Ufak taş. * Döşek üstünde olan toprak. * Toz toprak bulaşmaz nesne

KAZAÎ : Turkish Risale

Kaza ile alâkalı. Hüküm vermeğe ait

KAZB : Turkish Risale

Çok nikâh

KAZBE : Turkish Risale

(C: Kuzub) Yonca otu

Turkish Risale

KAZA-ZEDE : Turkish Risale