Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FONDA : Turkish Turkish

denizcilikte demir atma komutu

FONDA ETMEK : Turkish Turkish

demir atmak

FONDAN : Turkish Turkish

ıçinde likör, tatlı ya da hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir tür şekerleme

FONDÖTEN : Turkish Turkish

kadınların, cildi pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yüzlerine sürdükleri yarı sıvı ya da boyalı krem, düzgün

FONEM : Turkish Turkish

sesbirim

FONETİK : Turkish Turkish

sesbilgisi

FONETİK : Turkish Turkish

sesçil

FONETİKÇİ : Turkish Turkish

sesbilgisiyle uğraşan, sesbilgisi uzmanı

FONKSİYON : Turkish Turkish

ıslev

FONKSİYON : Turkish Turkish

görev

FONKSİYON : Turkish Turkish

ir ya da birçok değişken (değerleri değişebilen) niceliklere bağlı olarak değişen nicelik

FONKSİYON : Turkish Turkish

ir bileşikteki herhangi bir madde grubunun kimyasal görevi, bu görevi nitelendiren özelliklerin tümü

FONKSİYONALİZM : Turkish Turkish

ışlevcilik, görevcilik

FONKSİYONEL : Turkish Turkish

fonksiyonla ilgili; fonksiyonları inceleyen, işlevsel

FONKSİYONEL : Turkish Turkish

ir kimyasal fonksiyonla ilgili

FONOGRAF : Turkish Turkish

önceden özel bir madde üzerine saptanmış sesleri istendiğinde yineleyen aygıt, sesyazar, °gramofon

FONOGRAFİ : Turkish Turkish

seslerin gerektikçe yinelenmesini sağlamak için, bunların titreşimlerini madde üzerine iz olarak geçirme yöntemi

FONOJENİK : Turkish Turkish

sesi mikrofon ya da fonografa uygun olan (kimse), °mikrofonik

FONOLİT : Turkish Turkish

seslita?

FONOLOG : Turkish Turkish

sesbilimci

FONOLOJİ : Turkish Turkish

sesbilim

FONOTELGRAF : Turkish Turkish

telefonla iletilen telgraf

FONT : Turkish Turkish

dökme demir, pik (i)

FORA : Turkish Turkish

yelkenleri açtırmak için verilen komut

FORA ETMEK : Turkish Turkish

açmak, çözmek