Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HADEMELİK : Turkish Turkish

hademe olma durumu ya da hademenin görevi, odacılık

HADİ : Turkish Turkish

haydi

HADİ HADİ 1) : Turkish Turkish

"kısa kes", "işi uzatma", "bizi aldatamazsın" anlamlarında kullanılır

HADİ HADİ 1) : Turkish Turkish

çabukluk, acele bildirir

HADİM : Turkish Turkish

hizmet eden, hizmet edici; yarayan, yarar

HADIM : Turkish Turkish

erkekliği giderilmiş (hayvan ya da insan), enenmiş, iğdiş edilmiş

HADIM ETMEK : Turkish Turkish

enemek, iğdiş etmek

HADIMAĞASI, -NI : Turkish Turkish

haremağası

HADIMLAŞTIRMA : Turkish Turkish

kısırlaştırma, eneme, iğdiş etme

HADIMLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kısırlaştırmak, enemek

HADIMLIK : Turkish Turkish

hadım olma durumu

HADİS : Turkish Turkish

hz. muhammet'in söz ve davranışlarının genel kural niteliğinde yorumu

HADİS : Turkish Turkish

u söz ve davranışları inceleyen bilim

HADİSE : Turkish Turkish

olay

HADİSE ÇIKARMAK : Turkish Turkish

olay çıkarmak

HADİSELİ : Turkish Turkish

olaylı

HADİSENE : Turkish Turkish

"haydi" ünleminin pekiştirmeli biçimi

HADİSESİZ : Turkish Turkish

olaysız

HADSİZ HESAPSIZ : Turkish Turkish

sayılamayacak derecede çok

HAF : Turkish Turkish

orta alan oyuncusu, oyun kurucusu

HAFAKAN : Turkish Turkish

sıkıntı, çarpıntı

HAFAKANLAR BASMAK YA DA BOĞMAK : Turkish Turkish

sıkıntıdan bunalmak

HAFAZANALLAH : Turkish Turkish

kötü bir olasılıktan söz edilirken "tanrı korusun" anlamında söylenir

HAFİ : Turkish Turkish

gizli, saklı

HAFİ CELSE : Turkish Turkish

- gizli oturum