Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAFIZ : Turkish Turkish

kuran'ı bütünüyle ezbere bilen ve okuyabilen kimse

HAFIZ : Turkish Turkish

(öğrenci dilinde) birşeyi anlamadan ezberleyen, ezberci

HAFIZA : Turkish Turkish

ellek

HAFIZALİ : Turkish Turkish

seyrek taneli, kalın kabuklu, etli ve parlak altın sarısı renginde büyük taneli bir tür üzüm

HAFIZALI : Turkish Turkish

ellekli

HAFIZASINI YOKLAMAK : Turkish Turkish

anımsamaya çalışmak

HAFIZIKÜTÜP : Turkish Turkish

kitaplık görevlisi

HAFIZLAMAK : Turkish Turkish

(öğrenci dilinde) çok çalışmak, ineklemek

HAFIZLIK : Turkish Turkish

hafız olma durumu ya da hafızın görevi

HAFIZLIK : Turkish Turkish

ezbercilik, bir şeyi anlamadan öğrenme özelliği

HAFNİYUM : Turkish Turkish

atom numarası 72, atom ağırlığı 178,6 olan az rastlanır bir element, simgesi hf

HAFRİYAT, -TI : Turkish Turkish

kazı

HAFTA : Turkish Turkish

yedi günlük zaman birimi

HAFTA : Turkish Turkish

ir olayın, olgunun, konunun belirlenmiş yedi günlük sürede öneminin vurgulanması

HAFTA ARASINDA ( YA DA İÇİNDE) : Turkish Turkish

iki pazar arasındaki günlerde

HAFTA BAŞI : Turkish Turkish

haftanın ilk günü; genellikle pazartesi

HAFTA SEKİZ, GÜN DOKUZ : Turkish Turkish

tedirgin edercesine sık sık

HAFTA SONU : Turkish Turkish

haftanın son günleri; genellikle cumartesi, pazar

HAFTALIK : Turkish Turkish

haftada bir kez yapılan ya da yayımlanan

HAFTALIK : Turkish Turkish

(belirli sayıda) hafta süren

HAFTALIK : Turkish Turkish

haftada bir ödenen para

HAFTALIKÇI : Turkish Turkish

ücretini haftadan haftaya alan (kimse)

HAFTALIKLI : Turkish Turkish

ücretini haftadan haftaya alan (kimse)

HAFTAYM : Turkish Turkish

çeşitli spor karşılaşmalarında iki devre arasında verilen dinlenme süresi, ara verme, ara

HAH : Turkish Turkish

olması istenen ya da beklenen bir şey olur olmaz duyulan sevinci ve onama duygusunu anlatır