Turkish Turkish
HAK ETMEK : Turkish Turkish
layık olduğu (kötü) karşılığı almak
HAK ETMEK : Turkish Turkish
ir başarı nedeniyle ödüllendirilmek
HAK ETMEK : Turkish Turkish
- hakketmek
HAK GETİRE : Turkish Turkish
yoktur, bulunmaz, ne arar
HÂK İLE YEKSAN ETMEK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish
(yapı, kent vb. için) temelinden yıkıp harap etmek (olmak), tümüyle ortadan kaldırmak (kalkmak)
HAK KAZANMAK : Turkish Turkish
emeğinin karşılığını alabilecek duruma gelmek
HAK PEREST : Turkish Turkish
- hakperest
HAK SEVER : Turkish Turkish
- haksever
HAK TANIR : Turkish Turkish
- haktanır
HAK YEMEK : Turkish Turkish
aşkalarının hakkını vermemek
HAK YERİNİ BULUR ( YA DA HAK YERDE KALMAZ) : Turkish Turkish
haksızlık er geç ortaya çıkar
HAK YOLU : Turkish Turkish
doğru ve haklı olan yol
HÂK, -Kİ : Turkish Turkish
toprak
HAK, -KKİ : Turkish Turkish
maden, ağaç, taş üzerine elle yazı ya da şekil oyma
HAK, -KKİ : Turkish Turkish
kâğıttaki yazıyı kazıma
HAK, -KKI : Turkish Turkish
ıslamiyet'te tanrı'nın adlarından biri, tanrı
HAK, -KKI : Turkish Turkish
türe, °adalet
HAK, -KKI : Turkish Turkish
türenin gerektirdiği ya da birine ayırdığı şey, kazanım
HAK, -KKI : Turkish Turkish
dava ya da savda gerçeğe uygunluk, doğruluk
HAK, -KKI : Turkish Turkish
geçmiş ve harcanmış emekten doğan yetki
HAK, -KKI : Turkish Turkish
kişinin seçme ve davranma olanağı
HAK, -KKI : Turkish Turkish
pay, °hisse
HAK, -KKI : Turkish Turkish
emek karşılığı ücret
HAK, -KKI : Turkish Turkish
doğru, gerçek
HAKAN : Turkish Turkish
türk, moğol ve tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir san
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani