Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAFİFLEMEK : Turkish Turkish

etkisi, gücü azalmak

HAFİFLEMEK : Turkish Turkish

ir sıkıntıdan kurtulmak, erinç bulmak, rahatlamak

HAFİFLEŞMEK : Turkish Turkish

hafiflemek

HAFİFLEŞMEK : Turkish Turkish

ağırbaşlılığını yitirmek

HAFİFLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

hafiflemesine neden olmak

HAFİFLETİCİ : Turkish Turkish

hafifletme özelliği olan

HAFİFLETİLMEK : Turkish Turkish

hafifletmek eylemine konu olmak

HAFİFLETME : Turkish Turkish

hafifletmek eylemi

HAFİFLETMEK : Turkish Turkish

ir şeyin, birinin ağırlığını azaltmak

HAFİFLETMEK : Turkish Turkish

gücünü, etkisini, yoğunluğunu azaltmak

HAFİFLEYİŞ : Turkish Turkish

hafiflemek eylemi ya da biçimi

HAFİFLİK : Turkish Turkish

hafif olma durumu

HAFİFLİK : Turkish Turkish

ahatlık

HAFİFLİK : Turkish Turkish

davranışları, içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymama durumu

HAFİFLİK ETMEK : Turkish Turkish

yakışıksız bir davranışta bulunmak ya da söz söylemek

HAFİFMEŞREP : Turkish Turkish

davranışları, içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymayan (kadın)

HAFİFSEME : Turkish Turkish

hafifsemek eylemi, yeğniseme, °istihfaf

HAFİFSEMEK : Turkish Turkish

ir kimseyi ya da bir şeyi önemsememek, değersiz görmek, yeğnisemek

HAFİFSIKLET : Turkish Turkish

güreşte 67 kg., yumrukoyunu ve halterde 67,5 kg. olarak saptanmış vücut ağırlığı

HAFİFTEN : Turkish Turkish

hafifçe, belli belirsiz, yavaş yavaş, biraz

HAFİFTEN ALMAK : Turkish Turkish

önemsiz bulup üzerine düşmemek, yeterince ilgilenmemek, özen göstermemek

HAFİYE : Turkish Turkish

özel, gizli soruşturmalarla bir kimse, örgüt hakkında bilgi toplamakla görevlendirilmiş kimse, °dedektif

HAFİYELİK : Turkish Turkish

hafiye olma durumu ya da hafiyenin görevi, gizli izleme

HAFİYELİK YAPMAK : Turkish Turkish

gizlice izleyerek bilgi toplamak

HAFIZ : Turkish Turkish

koruyan, saklayan