Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HALÜSİNASYON : Turkish Turkish

- sanrı

HALVET GİBİ : Turkish Turkish

çok sıcak (yer, oda)

HALVET OLMAK : Turkish Turkish

gizlice görüşmek amacıyla bir odaya çekilmek ve içeriye kimseyi sokmamak

HALVET, -Tİ : Turkish Turkish

issız yerde yalnız kalma

HALVET, -Tİ : Turkish Turkish

issız ve kapalı yer

HALVET, -Tİ : Turkish Turkish

hamamlarda çok sıcak küçük yer

HALVETE DÖNMEK : Turkish Turkish

(kapalı yer için) çok ısınmak

HALVETİ : Turkish Turkish

ıbadetlerini tenhada yapmayı yeğleyen bir tarikat

HALVETİ : Turkish Turkish

u tarikatan olan kimse

HALVETİLİK : Turkish Turkish

tanrısal gerçeğe gizli zikirle ulaşılabileceği düşüncesini benimseyen tarikat

HAM : Turkish Turkish

(meyve için) yenecek kadar olgun olmayan

HAM : Turkish Turkish

ışlenmemiş (madde)

HAM : Turkish Turkish

ıdmansız

HAM : Turkish Turkish

gerçekleşme olanağı olmayan

HAM : Turkish Turkish

kaba, incelmemi?

HAM : Turkish Turkish

(çocuk dilinde) yemek

HAM HUM : Turkish Turkish

"belirsiz birtakım sözler söylemek" anlamına gelen "ham hum etmek" deyiminde geçer

HAM HUM ŞARALOP : Turkish Turkish

düzenle ya da el çabukluğuyla yapılan, kimsenin akıl erdiremediği iş

HAM HUM ŞARALOP : Turkish Turkish

önemsiz, boş söz

HAM BESİSUYU : Turkish Turkish

kökler tarafından topraktan emilip yapraklara kadar çıkan besisuyu

HAM ERVAH : Turkish Turkish

yersiz, yakışıksız söz ve davranışları olan kimse

HAM ETMEK : Turkish Turkish

(çocuk dilinde) yemek

HAM HALAT : Turkish Turkish

- hamhalat

HAM MADDE : Turkish Turkish

- hammadde

HAMAİL : Turkish Turkish

- hamaylı