Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HARILTI : Turkish Turkish

harıldarken çıkan ses

HARİM : Turkish Turkish

girilmesi yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunan yer

HARIM : Turkish Turkish

sebze ve meyve bahçesi

HARIM : Turkish Turkish

tarla ve bahçe çevresindeki çit

HARIN : Turkish Turkish

ir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)

HARIN : Turkish Turkish

hain, huysuz

HARIN : Turkish Turkish

obur

HARINLAMAK : Turkish Turkish

ınatçı olmak, inatçılaşmak

HARİS : Turkish Turkish

ir şeyi çok fazla isteyen, istekli, açgözlü, hırslı

HARİTA : Turkish Turkish

coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. olgularla ilgili olarak yeryüzünün ya da bir parçasının, belli bir orana göre küçültülüp düzlem üzerine çizilen taslağı

HARİTACI : Turkish Turkish

harita yapan kimse, °kartograf

HARİTACILIK : Turkish Turkish

haritacı olma durumu, haritacının işi

HARİTACILIK : Turkish Turkish

çeşitli amaçlara yönelik haritaların yapım yöntemi, °kartografi

HARİTADAN SİLİNMEK : Turkish Turkish

ir ülke, başka devletin egemenliği altına girmek

HARİTADAN SİLİNMEK : Turkish Turkish

(bir köy, kasaba) savaş ya da deprem gibi bir olay sonunda yok olmak

HARİTALIK : Turkish Turkish

haritaların sınıflandırılıp saklandığı yer, °kartotek

HARK : Turkish Turkish

- ark

HARLAMAK : Turkish Turkish

(ateş için) kuvvetlenmek, harlı bir biçimde yanmak

HARLAMAK : Turkish Turkish

irden öfkelenerek bağırmak, birine çıkışmak

HARLATMAK : Turkish Turkish

(ateşi) kuvvetlendirmek, alevlendirmek

HARLI : Turkish Turkish

kuvvetli, harıl harıl yanan

HARMAN : Turkish Turkish

tahıl demetlerinin üzerinden döven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi

HARMAN : Turkish Turkish

u işin yapıldığı yer ya da dönem

HARMAN : Turkish Turkish

irçok çeşitten birer parça alıp yeni bir bileşim oluşturma işi

HARMAN ÇORMAN : Turkish Turkish

- karman çorman