Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HARP AKADEMİLERİ : Turkish Turkish

türk silahlı kuvvetlerine kumandan ve kurmay subay yetiştiren okullar

HARP DAİRESİ : Turkish Turkish

milli savunma bakanlığında savaş gerekleriyle uğraşan daire

HARP MALULÜ : Turkish Turkish

savaşta sakat kalmış asker

HARP OKULU : Turkish Turkish

türk silahlı kuvvetlerine subay yetiştiren okul

HARP ZENGİNİ : Turkish Turkish

savaş sırasında yolsuz kazançlar sağlayarak kısa sürede zengin olan kimse

HARP, -Bİ : Turkish Turkish

sava?

HARP, -PI : Turkish Turkish

dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli ve telli büyük çalgı, arp

HARRANGÜRRA : Turkish Turkish

gürültüyle ve özensiz olarak

HARRUP : Turkish Turkish

- harnup

HARS : Turkish Turkish

tarla sürme

HARS : Turkish Turkish

ekin, °kültür

HART : Turkish Turkish

(isırmak, yemek vb. için) birden ve sert bir biçimde

HART HART : Turkish Turkish

sert ve kaba ses çıkararak

HART HURT : Turkish Turkish

ağız dolusu ısırarak ve ses çıkarak (yemek)

HARTA : Turkish Turkish

"sıramız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamında "hartası hurtası olmamak" deyiminde geçer

HARTADAK : Turkish Turkish

ansızın ve sertçe (ısırmak, kapmak)

HARTADAN : Turkish Turkish

- hartadak

HARTAMA : Turkish Turkish

geleneksel mimaride, özellikle karadeniz bölgesinde ince, ahşap plakalardan oluşan eğimli çatı örtüsü

HARTAMA : Turkish Turkish

kiremit yerine ya da kiremit altına konulan ince tahta

HARTTADAK : Turkish Turkish

- hartadak

HARTUÇ : Turkish Turkish

merminin arkasından namluya sürülen bezden ya da kartondan barut kesesi

HAS : Turkish Turkish

özgü, mahsus

HAS : Turkish Turkish

katışıksız, en iyi cinsten; saf

HAS : Turkish Turkish

ıyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kişi)

HAS : Turkish Turkish

osmanlı devletinde yüz bin akçayı aşan dirlik