Turkish Turkish
HAŞATI ÇIKMAK : Turkish Turkish
çok yorulmak, bitkinleşmek
HASBELKADER : Turkish Turkish
astlantı sonucu olarak, tesadüfen
HASBİ : Turkish Turkish
gönüllü ve karşılıksız yapılan
HASBİ : Turkish Turkish
nedensiz
HASBİ GEÇMEK : Turkish Turkish
önem vermemek, kısa kesmek
HASBIHAL ETMEK : Turkish Turkish
söyleşmek, karşılıklı konuşmak, sohbet etmek
HASBIHAL, -Lİ : Turkish Turkish
söyleşi, sohbet
HASBİLİK : Turkish Turkish
gönüllü ve karşılıksız iş yapma, gönüllülük
HASBİYLE : Turkish Turkish
dolayısıyla, nedeniyle,
den ötürü
HAŞEFE : Turkish Turkish
aşçık
HASEKİ : Turkish Turkish
osmanlı devletinde bir görevde eskimiş olanlara verilen san
HASEKİ : Turkish Turkish
ostancı ocağının küçük aşamalı subayları
HASEKİ : Turkish Turkish
osmanlı sarayında karavaşlar arasından seçilen padişah gözdesi
HASEKİ SULTAN : Turkish Turkish
padişahtan çocuğu olan karavaş
HASEKİKÜPESİ, -NÜ : Turkish Turkish
düğünçiçeğigillerden bir süs bitkisi (aquilegia)
HASENAT, -TI : Turkish Turkish
yararlı, iyi, güzel işler
HASEP : Turkish Turkish
kişisel özellikler nitelikler
HASEPİ NESEBİ : Turkish Turkish
soyu sopu
HAŞERE : Turkish Turkish
öcek
HASET : Turkish Turkish
kıskançlık, çekememezlik, günü
HASET : Turkish Turkish
kıskanç, günücü, hasetçi
HASET ETMEK : Turkish Turkish
kıskanmak, çekememek, günülemek
HASETÇİ : Turkish Turkish
kıskanç, günücü, haset
HASETLENMEK : Turkish Turkish
kıskanmak, çekememek
HASETLİK : Turkish Turkish
haset olma durumu, hasetçe davranış, kıskançlık, günücülük
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani