Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAŞHAŞ : Turkish Turkish

gelincikgillerden, kapsüllerinden afyon, tohumlarından da yağ çıkarılan bitki. (papaver somniferum)

HAŞHAŞYAĞI, -NI : Turkish Turkish

haşhaş tohumlardan çıkarılan kimi yörelerde yemeklerde de kullanılan bir yağ

HASIL : Turkish Turkish

yeni başak tutmaya başlamış ekin

HAŞIL : Turkish Turkish

dokumacılıkta kullanılan unlu ya da çirişli sıvı

HÂSIL : Turkish Turkish

olan, ortaya çıkan; görünen

HÂSIL OLMAK : Turkish Turkish

ortaya çıkmak, türemek

HÂSILA : Turkish Turkish

ir işten elde edilen sonuç

HÂSILAT, -TI : Turkish Turkish

gelir, kazanç

HÂSILAT, -TI : Turkish Turkish

topraktan elde edilen şeyler, ürün

HÂSILATLI : Turkish Turkish

gelir getiren; ürün veren

HÂSILI : Turkish Turkish

sözün kısası, kısacası

HAŞILLAMAK : Turkish Turkish

dokumayı unlu ya da çirişli sıvıya batırmak

HAŞIM HAŞIM : Turkish Turkish

haşlanmak eylemiyle birlikte kullanılarak bu eylemi pekiştirir: kaynar su dökülünce ayağı haşım haşım haşlandı

HASIM, -SMI : Turkish Turkish

düşman, yağı

HASIM, -SMI : Turkish Turkish

ir oyun, dava ya da yarışta karşı taraf, °rakip

HASIMLIK : Turkish Turkish

hasım olma durumu

HASIMLIK : Turkish Turkish

yağılık, düşmanlık

HAŞİN : Turkish Turkish

sert, kırıcı, gönül kırıcı olan

HAŞİNLEŞMEK : Turkish Turkish

sertleşmek, gönül kırıcı davranışlarda bulunmak

HAŞİNLİK : Turkish Turkish

haşin olma durumu, haşince davranış

HASIR : Turkish Turkish

saz, kabuk, yaprak gibi bir bitki maddesiyle örülmüş taban ya da tavanörtüsü

HASIR : Turkish Turkish

tamamı ya da bir bölümü böyle bir örgüden yapılmış olan

HAŞIR HUŞUR : Turkish Turkish

haşırdayarak, haşırtılı ses çıkararak

HAŞIR HAŞIR : Turkish Turkish

(sert ve kuru nesneler için) haşırdayarak, haşırtılı bir ses çıkararak

HASIR ALTI ETMEK : Turkish Turkish

ir işi isteyerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek