Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAŞLAMAK : Turkish Turkish

suda kaynatarak pişirmek

HAŞLAMAK : Turkish Turkish

(kaynar sıvı için) yakmak

HAŞLAMAK : Turkish Turkish

(don, kırağı, için) bitkilere zarar vermek

HAŞLAMAK : Turkish Turkish

dalamak

HAŞLAMAK : Turkish Turkish

sertçe paylamak, azarlamak

HAŞLAMLILAR : Turkish Turkish

irgözelilerden, vücutlarında devinimi sağlayan kirpiğimsi titrek tüyleri ya da beslenme işini gören çekmenleri olan, çoğu sularda yaşayan ve ancak mikroskopla görülebilen birgözeli hayvanlar sınıfı

HAŞLANMAK : Turkish Turkish

haşlamak eylemi yapılmak

HAŞLANMAK : Turkish Turkish

kaynar su vb. dökülmek, kaynar su vb. ile yanmak

HASLET, -Tİ : Turkish Turkish

ınsanın yaradılışından gelen özellik, huy

HAŞMET, -Tİ : Turkish Turkish

görkem, °ihtişam

HAŞMETLİ : Turkish Turkish

görkemli, °muhteşem

HAŞMETLİ : Turkish Turkish

hükümdarlara verilen san

HAŞMETLU : Turkish Turkish

- haşmetli

HASPA : Turkish Turkish

kız ya da kadınlara şaka ya da alay yollu söylenen sözcük

HASRET ÇEKMEK : Turkish Turkish

özlem duymak

HASRET GİTMEK : Turkish Turkish

özlemini çektiği, sevdiği bir yere ya da kimseye kavuşamadan ölmek

HASRET KALMAK : Turkish Turkish

özlemek

HASRET, -Tİ : Turkish Turkish

özlem

HASRETLİ : Turkish Turkish

hasreti olan, özlemli

HASRETLİK : Turkish Turkish

sevilen bir şey ya da kimseden ayrı kalma durumu, ayrılık

HASRETME : Turkish Turkish

hasretmek eylemi, özgüleme

HASRETMEK : Turkish Turkish

ir şeyin bütününü birine, bir şeye ayırmak, vermek, özgülemek

HASSA : Turkish Turkish

özgülük, özellik, °hasiyet

HASSA ASKERİ : Turkish Turkish

hükümdarı korumakla görevli askeri sınıf

HASSAS : Turkish Turkish

duyum ve duyguları algılayan