Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HATALI : Turkish Turkish

hatası olan, yanlışlığı bulunan

HATASIZ : Turkish Turkish

hatası olmayan, yanlışlığı bulunmayan

HATAYA DÜŞMEK : Turkish Turkish

yanılmak

HATIL : Turkish Turkish

duvarı berkitmek için taşların arasına yatay olarak yerleştirilen direk

HATILLAMAK : Turkish Turkish

duvarı hatılla güçlendirmek

HATİM ETMEK : Turkish Turkish

- hatmetmek

HATİM İNDİRMEK : Turkish Turkish

kuran'ı başından sonuna değin okuyup bitirmek, hatmetmek

HATİM SÜRMEK : Turkish Turkish

itirmek için kuran'ı okumaya devam etmek

HATİM, -TMİ : Turkish Turkish

sona erdirme, bitirme

HATİM, -TMİ : Turkish Turkish

kuran'ı başından sonuna değin okuma

HATİME : Turkish Turkish

son, sonuç

HATİME : Turkish Turkish

ir yapıt ya da yazının sonu, son bölümü

HATİME ÇEKMEK : Turkish Turkish

son vermek

HATİP : Turkish Turkish

topluluk karşısında söz söyleyen kimse, konuşmacı

HATİP : Turkish Turkish

ir topluluk karşısında etkili, açık, düzgün konuşarak bir düşünceyi anlatmada, bir duyguyu aşılamada yetenekli kimse

HATİP : Turkish Turkish

camilerde hutbe okuyan hoca

HATİPLİK : Turkish Turkish

hatip olma durumu

HATIR : Turkish Turkish

düşünme, akılda tutma yetisi; hafıza, zihin, akıl

HATIR : Turkish Turkish

gönül, kalp

HATIR : Turkish Turkish

irine karşı duyulan saygı, sevgi

HATIR : Turkish Turkish

durum, keyif, hal

HATIR HUTUR : Turkish Turkish

- hatır hatır

HATIR HATIR : Turkish Turkish

sert şeyler kesilir, yenilir, koparılırken çıkan sesi anlatır

HATIR ALMAK : Turkish Turkish

gönül almak

HATIR BELASI : Turkish Turkish

sevgi, saygı duyulan biri için katlanılan sıkıntı