Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAVA DÜZENLEYİCİSİ : Turkish Turkish

kapalı yerlerde sıcaklık yönünden istenilen hava koşullarını sağlayan aygıt

HAVA HUKUKU : Turkish Turkish

havada ulaşımı düzenlemek için konulmuş adalet kurallarının tümü

HAVA İYİ ( YA DA FENA) ESMEK : Turkish Turkish

ortamla ilgili her türlü koşul uygun (ya da kötü) durumda olmak

HAVA KAÇIRMAK : Turkish Turkish

içindeki havayı tutamayıp dışarıya vermek

HAVA KANALI : Turkish Turkish

havayı bir yerden başka bir yere iletmekte kullanılan kanal (boru)

HAVA KAPAĞI : Turkish Turkish

ir kanaldan geçen havanın niceliğini ayarlayan kapak

HAVA KAPANMAK : Turkish Turkish

gökyüzü bulutlarla örtülmek

HAVA KARARMAK : Turkish Turkish

güneşin batmasıyla ortalık yarı kararmak

HAVA KARARMAK : Turkish Turkish

gökyüzü iyice bulutlanmak

HAVA KESESİ : Turkish Turkish

alıkların aşağı ve yukarı inip çıkmalarını sağlayan, havayla dolup boşalan kese

HAVA KESESİ : Turkish Turkish

kuşlarda vücudun çeşitli yerlerinde bulunan ve akciğere bağlı olan boşluklar

HAVA KESESİ : Turkish Turkish

irçok böceklerde solunum boruları üzerinde yer almış olan hava dolu şişkinlikler

HAVA KÖPRÜSÜ : Turkish Turkish

zorunlu durumlarda iki kent ya da ülke arasında havayoluyla yapılan sürekli ulaşım

HAVA KUVVETLERİ : Turkish Turkish

ülkenin havadan savunmasını sağlamak için uçak, helikopter, balon gibi araçlardan ve bunlarla ilgili yer hizmetlerinden, kuruluşlarından oluşan örgüt

HAVA OYUNU : Turkish Turkish

ir mal fiyatının yükseleceği umuduyla o maldan, sözde ileride teslim alınmak üzere, bir parti satın almak ve vakit gelince bu malın pahalanıp ucuzladığına göre fiyat ayrımını satıcıdan almak ya da ödemek şeklinde girişilen bir çeºit talih oyunu

HAVA PARASI : Turkish Turkish

ir yeri kirayla tutabilmek için sahibine ya da içindeki kiracıya açıktan verilen para

HAVA SAHASI : Turkish Turkish

ir devletin yalnız kendisinin kullanma hakkı olduğu, başka devletlerin ancak ilgili devletten izin alarak yararlanabileceği gökyüzü parçası

HAVA TAHMİNİ : Turkish Turkish

kısa bir süre için havanın nasıl olacağını kestirmeye çalışma

HAVA VERMEK : Turkish Turkish

teker vb. yi havayla şişirmek, şişkinliğini artırmak, hava basmak

HAVA VERMEK : Turkish Turkish

akciğerlere basınç altında hava ya da oksijen doldurmak

HAVA VERMEK : Turkish Turkish

daha hoş, farklı vb. duruma getirmek

HAVAALANI, -NI : Turkish Turkish

uçakların kalkıp inmesi için yapılmış düz, açık ve asfaltlanmış geniş yer

HAVABİLGİSİ : Turkish Turkish

meteoroloji

HAVACI : Turkish Turkish

hava taşıtlarında görevli kimse

HAVACI : Turkish Turkish

hava kuvvetlerine bağlı asker