Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAVACI : Turkish Turkish

hava sporlarıyla uğraşan kimse

HAVACILIK : Turkish Turkish

havacı olma durumu

HAVACILIK : Turkish Turkish

havacının yaptığı iş, havada uçma tekniği

HAVACILIK : Turkish Turkish

hava ulaşımını kapsayan her şey

HAVACILIK : Turkish Turkish

hava seferlerini ve bu konuyla ilgili teknikleri inceleyen bilim dalı

HAVACIVA : Turkish Turkish

sığırdiligillerden, akdeniz bölgesinde yetişen ve köklerinden kırmızı boya elde edilen bir bitki (alkanna tinctoria)

HAVACIVA : Turkish Turkish

değer ve önemi olmayan, boş

HAVADA KALMAK : Turkish Turkish

yerden yüksekte bulunmak

HAVADA KALMAK : Turkish Turkish

sonuca ulaşamamak

HAVADA KALMAK : Turkish Turkish

ir sav dayanıksız olduğundan kanıtlanamamak

HAVADAN : Turkish Turkish

emeksiz, açıktan

HAVADAN : Turkish Turkish

oş, değersiz

HAVADAN SUDAN (KONUŞMAK) : Turkish Turkish

gelişigüzel, dereden tepeden (konuşmak)

HAVADAR : Turkish Turkish

havası bol, yeleken, yeleç

HAVADEĞİŞİMİ : Turkish Turkish

hastaların daha çabuk iyileşmesi, yorgunlukların giderilmesi gibi nedenlerle yapılan çevre değişikliği, °tebdilihava

HAVADİS : Turkish Turkish

haber

HAVAGAZI SAYACI : Turkish Turkish

- gaz sayacı

HAVAGAZI, -NI : Turkish Turkish

madenkömüründen çıkarılan, yakılarak ışık ya da ısı sağlanan gaz

HAVAGAZI, -NI : Turkish Turkish

oş laf, önemsiz şey, hiçlik

HAVAİ : Turkish Turkish

havayla ilgili, havada bulunan

HAVAİ : Turkish Turkish

havaimavi renginde olan

HAVAİ : Turkish Turkish

dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa

HAVAİ : Turkish Turkish

değersiz, boş

HAVAİ FİŞEK : Turkish Turkish

törenlerde, geceleri yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek

HAVAİ FİŞEK : Turkish Turkish

geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek