Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAVİL, -VLİ : Turkish Turkish

(korku anlamına gelen hevl sözcüğünden bozulmuş) "can havliyle" deyiminde geçer

HAVLAMA : Turkish Turkish

havlamak eylemi, havlama sesi

HAVLAMAK : Turkish Turkish

(köpek) bağırmak, ürümek

HAVLANMAK : Turkish Turkish

üzerinde hav oluşmak

HAVLATMAK : Turkish Turkish

havlamasına neden olmak

HAVLAYIŞ : Turkish Turkish

havlamak eylemi ya da biçimi

HAVLI : Turkish Turkish

havı olan

HAVLI : Turkish Turkish

havlu

HAVLICAN : Turkish Turkish

zencefilgillerden, aynı adla anılan köksapları, baharat olarak kullanılan ıtırlı bir bitki (galanga officinalis)

HAVLU : Turkish Turkish

kurulanmaya yarar havlı bez

HAVLU : Turkish Turkish

havludan yapılmış

HAVLU : Turkish Turkish

avlu, bahçe

HAVLU ATMAK : Turkish Turkish

oksör çalıştırıcısı tarafından havlu fırlatılıp yenilgi kabul edilerek maçı bitirmek

HAVLU ATMAK : Turkish Turkish

ir işte direnmekten vazgeçmek, pesetmek

HAVLUCU : Turkish Turkish

havlu dokuyan ya da satan kimse

HAVLUCULUK : Turkish Turkish

havlu dokuma ya da satma işi

HAVLULUK : Turkish Turkish

havlu asmak için özel olarak yapılmış araç, havlu asacağı

HAVLULUK : Turkish Turkish

anyolarda havluların konulduğu küçük dolap

HAVLULUK : Turkish Turkish

havlu yapmaya elverişli olan özel dokunuşlu pamuklu (kumaş)

HAVRA : Turkish Turkish

yahudi tapınağı, °sinagog

HAVRA : Turkish Turkish

çok gürültülü yer

HAVSALA : Turkish Turkish

kuş kursağı

HAVSALA : Turkish Turkish

kalça kemikleri arasındaki boşluk, leğen

HAVSALA : Turkish Turkish

zihnin bir şeyi anlama ve kavrama yetisi

HAVSALASI ALMAMAK : Turkish Turkish

aklı kabul edememek