Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAYA : Turkish Turkish

erbezi torbası, yumurta, °testis

HAYÂ : Turkish Turkish

ut, utanç, utanma, sıkılma

HAYAL ALEMİ : Turkish Turkish

hayallerle oluşturulmuş tasarılar bütünü

HAYAL ETMEK : Turkish Turkish

ir şeyi zihinde tasarlayıp canlandırmak

HAYAL GİBİ : Turkish Turkish

ince, zarif

HAYAL GÜCÜ : Turkish Turkish

zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem, °muhayyile

HAYAL KIRIKLIĞI : Turkish Turkish

çok istenilen ya da umulan bir şeyin gerçekleşmeyişinden duyulan üzüntü, düş kırıklığı

HAYAL KURMAK : Turkish Turkish

gerçekleşmesi istenen, özlenen şeyi düşünmek, zihinde canlandırmak

HAYAL MEYAL : Turkish Turkish

elli belirsiz, açık seçik olmayan (durumda)

HAYAL OLMAK : Turkish Turkish

gerçekleştirilememek

HAYAL OLMAK : Turkish Turkish

geçmişte kalmak, anı olmak

HAYAL OYUNU : Turkish Turkish

karagöz oyunu

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

ir kimse ya da bir şeyin bellekte kalan görüntüsü

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

gerçeklikten uzak tasarı

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

görüntü

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

elli belirsiz görülen şey, gölge

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

imge

HAYAL, -Lİ : Turkish Turkish

aydınlatılan bir perde arkasında deri ya da kartondan yapılmış, hareket edebilen resimlere verilen ad ve bu resimlerle oynatılan oyun

HAYALCİ : Turkish Turkish

ir şeyi gerçekleşmiş gibi kabul edip zihinde tasarlayan kimse

HAYALCİ : Turkish Turkish

karagöz oynatan kimse, hayali

HAYALCİ : Turkish Turkish

hayale kapılan, hayal kuran, düşçü, °hayalperest

HAYALE DALMAK : Turkish Turkish

dış dünyadan uzaklaşarak gerçekleşmesi istenilen şeyleri ya da anıları düşünmek

HAYALE KAPILMAK : Turkish Turkish

hayallerin etkisi altında kalmak

HAYALET, -Tİ : Turkish Turkish

gerçekte var olmadığı halde kimi zaman görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak gibi görüntüler