Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAVSALASI GENİŞ : Turkish Turkish

hoşgörüsü olan, hiçbir şeye aldırış etmeyen

HAVSALASINA SIĞMAMAK : Turkish Turkish

aklı almamak, kavrayamamak

HAVSALASINA SIĞMAMAK : Turkish Turkish

kabul edememek

HAVTÜYÜ : Turkish Turkish

kuşların gövdesinde tüy ve teleklerin altında bulunan yumuşak, ince tüy

HAVTÜYÜ : Turkish Turkish

yavru kuşların tüyleri

HAVUÇ : Turkish Turkish

maydanozgilleren, koni biçimindeki etli kökü için sebze olarak yetiştirilen bitki, pürçüklü (daucus carota)

HAVUT : Turkish Turkish

deve semeri

HAVUTUYLA YUTMAK : Turkish Turkish

- deveyi havuduyla yutmak

HAVUZ : Turkish Turkish

su biriktirmek, yüzmek ya da çevreyi güzelleştirmek gibi amaçlarla altı ve yanları, mermer, beton ve benzeri şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer

HAVUZ : Turkish Turkish

kum, asit vb. konulan çukur yer

HAVUZ : Turkish Turkish

üyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer

HAVUZCUK : Turkish Turkish

sidikborularının böbrekle birleştikleri yerde huni biçimindeki genişlik

HAVUZLAMA : Turkish Turkish

gemiyi temizleme ya da onarma

HAVUZLAMAK : Turkish Turkish

akım ya da onarım nedeniyle gemiyi havuza çekmek

HAVUZLANMAK : Turkish Turkish

(gemi) onarılmak için havuza çekilmek

HAVYA : Turkish Turkish

kaynak işlerinde lehimi eritmek için ateşle ya da elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde ucu bakır aygıt

HAVYAR : Turkish Turkish

tuzla hazırlanmış yarı ezme durumunda, genellikle mersinbalığı yumurtası

HAVYAR : Turkish Turkish

tuzla hazırlanmış yarı ezme durumunda, genellikle mersinbalığı yumurtası

HAVYAR KESMEK : Turkish Turkish

vaktini boşa geçirmek

HAVZA : Turkish Turkish

dağ ya da tepelerle sınırlanmış, suları aynı denize, göle ya da ırmağa akan bölge

HAVZA : Turkish Turkish

maden bölgesi

HAVZA : Turkish Turkish

yerb. ve coğr. tekne

HAY : Turkish Turkish

ıyi dilek, azarlama, şaşma ve sevinç bildirmede kullanılır

HAY ALLAH : Turkish Turkish

- hay

HAY HAYI GİTMEK VAY VAYI KALMAK : Turkish Turkish

sağlığını, gençliğini yitirerek sağlığından yakınır duruma gelmek