Turkish Turkish
Turkish Turkish
İNEKLEMEK : Turkish Turkish
çok çalışmak, çok çalışarak öğrenmek, hafızlamak
İNEKLİK : Turkish Turkish
ınek ahırı
İNEKLİK : Turkish Turkish
önlük
İNEZE : Turkish Turkish
- eneze
İNFAK : Turkish Turkish
ir kimsenin nafakayla bakımını sağlama
İNFAZ : Turkish Turkish
(bir yargıyı) yerine getirme; yargılama sonucu verilen cezayı uygulama
İNFAZ : Turkish Turkish
irine sözünü geçirme
İNFAZ ETMEK : Turkish Turkish
yargı kararını yerine getirmek, uygulamak
İNFİAL UYANDIRMAK : Turkish Turkish
kızgınlık, öfke yaratmak
İNFİAL, -Lİ : Turkish Turkish
irine içerleme, gücenme, kızgınlık duyma
İNFİAL, -Lİ : Turkish Turkish
herhangi bir şeyden etkilenme
İNFİAL, -Lİ : Turkish Turkish
edilgi
İNFİALE KAPILMAK : Turkish Turkish
kızgınlık, öfke duymak
İNFİLAK ETMEK : Turkish Turkish
patlamak
İNFİLAK ETMEK : Turkish Turkish
irdenbire şiddetle ortaya çıkmak
İNFİLAK, -KI : Turkish Turkish
güçlü bir biçimde patlama
İNFİLAK, -KI : Turkish Turkish
güçlü bir biçimde patlama
İNFİNİTEZİMAL, -Lİ : Turkish Turkish
sonsuz küçük nicelikleri inceleyen (matematik kolu)
İNFİRAK : Turkish Turkish
ayrılma, farklılaşma
İNFİRAT : Turkish Turkish
topluluktan ayrı ve tek durma
İNFİRATÇI : Turkish Turkish
yalnızcı
İNFİRATÇILIK : Turkish Turkish
yalnızcılık
İNFİSAH : Turkish Turkish
ozulma; yürürlükten çıkma
İNFİSAH : Turkish Turkish
dağılma
İNFİSAH : Turkish Turkish
kokuşma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani