Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
IRAKSINMAK : Turkish Turkish

uzak bulmak

IRALAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi benzerlerinden ayıran bir özelliğiyle belirtmek, karakterize etmek

IRAMAK : Turkish Turkish

uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak

IRANLI : Turkish Turkish

ıran halkından ya da bu halkın soyundan olan (kimse)

İRAP : Turkish Turkish

düzgün konuşma

İRAPTA MAHALLİ YOK : Turkish Turkish

hiçbir değeri ve önemi yok

İRAT : Turkish Turkish

gelir

İRAT : Turkish Turkish

gelir getiren mülk

İRAT : Turkish Turkish

söyleme

İRAT ETMEK : Turkish Turkish

söylemek

İRATI MESEL : Turkish Turkish

ir düşünceyi atasözleri, özdeyiş vb. ile güçlendirme

İRCA ETMEK : Turkish Turkish

eski biçime sokmak, çevirmek, döndürmek

İRCA ETMEK : Turkish Turkish

indirgemek

İRCA, -I : Turkish Turkish

eski biçimine sokma, çevirme

İRCA, -I : Turkish Turkish

döndürme

İRCA, -I : Turkish Turkish

ve mat. ındirgeme

İRDELEME : Turkish Turkish

ırdelemek eylemi, °mütalaa

İRDELEMEK : Turkish Turkish

ir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birerincelemek, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek

İRDELEMEK : Turkish Turkish

aşyargıcının görevli yargıcıları toplayarak karşılaşmadan önce, yumrukoyunu kurallarını anımsatmak, karşılaşmadan sonra da kuralların uygulanmasındaki iyi ve kötü yönleri belirtmek

İRDEMEK : Turkish Turkish

eğenmemek, istememek, nefret etmek

İRFAN : Turkish Turkish

ilme, anlama, kültür

İRFAN : Turkish Turkish

ilgi, zekâ ve deneyle oluşan zihin olgunluğu

İRFAN : Turkish Turkish

gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş varış, varışlılık

IRGALAMAK : Turkish Turkish

yerinden oynatıp sallamak, sarsmak

IRGALAMAK : Turkish Turkish

ılgilendirmek