Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
IRGALANMAK : Turkish Turkish

irgalamak eylemi yapılmak, sarsılmak, sallanmak

IRGAMAK : Turkish Turkish

çabuk olmak, davranmak

IRGAMAK : Turkish Turkish

oynatmak, kımıldatmak

IRGANMAK : Turkish Turkish

sallanmak, kıpırdanmak

IRGAT : Turkish Turkish

tarım işçisi, °rençber

IRGAT : Turkish Turkish

yapı işçisi, °amele

IRGAT : Turkish Turkish

gemilerde ve yapılarda yatay kollarla ve birkaç kişi tarafından çevrilen bocurgat

IRGAT GİBİ : Turkish Turkish

çalışmak çok ağır bir işte çalışmak

IRGATLIK : Turkish Turkish

irgat olma durumu, rençberlik

IRGATMAK : Turkish Turkish

sarsmak, sallamak

İRİ : Turkish Turkish

olağandan daha oylumlu, olağanı aşan büyüklüğü olan

İRİ : Turkish Turkish

ıri olarak

İRİ İRİ : Turkish Turkish

üyük, çok iri

İRİ KIYIM : Turkish Turkish

- irikıyım

İRİ LAF : Turkish Turkish

abartılı söz

İRİ YARI : Turkish Turkish

- iriyarı

İRİBAŞ : Turkish Turkish

kuyruksuz kurbağanın yumurtadan yeni çıkmış kurtçuğu

İRİCE : Turkish Turkish

ıriye yakın, biraz iri (kimse ya da şey)

İRİDOSKOP : Turkish Turkish

ırisi muayene etmeye yarayan araç

İRİDOSKOPİ : Turkish Turkish

ıridoskopla irisi muayene etme

İRİDYUM : Turkish Turkish

atom ağırlığı 193,1, atom numarası 77, yoğunluğu 22,4 olan ve platin filizlerinde bulunan değerli bir element, simgesi ır

İRİKIYIM : Turkish Turkish

ıri kıyılmış

İRİKIYIM : Turkish Turkish

ıri yapılı, gövdeli

İRİLEMEK : Turkish Turkish

kavun, karpuz, portakal vb. nin irisini seçmek, ayırmak

İRİLEMEK : Turkish Turkish

hayvan saman yerken irisini seçip ayırmak