Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAŞINIŞ : Turkish Turkish

kaşınmak eylemi ya da biçimi

KASINMA : Turkish Turkish

kasınmak eylemi

KAŞINMA : Turkish Turkish

kaşınmak eylemi

KASINMAK : Turkish Turkish

kasılıp kalmak

KASINMAK : Turkish Turkish

üyüklenmek, kendini beğenmek

KAŞINMAK : Turkish Turkish

kaşıntısı olmak, kaşıma gereksinmesi duymak

KAŞINMAK : Turkish Turkish

kendi kendini kaşımak

KAŞINMAK : Turkish Turkish

kötü bir karşılık gerektiren davranışlarda bulunmak

KASINTI : Turkish Turkish

giyeceği kısaltmak için yapılan eğreti dikiş

KASINTI : Turkish Turkish

üyüklenme, kurum, °gurur

KASINTI : Turkish Turkish

üyüklük taslayan, büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden (kimse)

KAŞINTI : Turkish Turkish

vücutta kaşınma isteği uyandıran duygu: böcekleri görünce beni kaşıntı tuttu

KASINTILI : Turkish Turkish

kasıntısı olan

KASINTILI : Turkish Turkish

üyüklenen, kurumlu, °gururlu

KAŞINTILI : Turkish Turkish

kaşıntısı olan

KASINTISIZ : Turkish Turkish

kasıntısı olmayan

KASINTISIZ : Turkish Turkish

üyüklenmeyen, kurumlu, gururlu davranmayan

KASIP KAVURMAK 1) : Turkish Turkish

askı yaparak ya da kıyıcı davranışlarla bir topluluğu ezmek, °zulmetmek

KASIP KAVURMAK 1) : Turkish Turkish

çok zarar vermek, °mahvetmek

KASIR, -SRI : Turkish Turkish

köşk: küçüksu kasrı

KASIRGA : Turkish Turkish

hızı saatte 120 km.'yi aşan çok güçlü fırtına

KASIRGA : Turkish Turkish

duyguların patlak verişi, büyük heyecan, fırtınası

KASİS : Turkish Turkish

ir yolun bir yanından öbür yanına geçen ark; yol üzerinde oluşmuş çukur

KASIT, -STI : Turkish Turkish

amaç, erek, istek, °maksat

KASIT, -STI : Turkish Turkish

öldürme, yaralama ya da zarar vermek isteme, kötü niyet